• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis
Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de ahirette geçerlimidir
Yeni doğan çocuğa kısa bir süre içinde güzel bir isim koymak anne ve babaların en önemli görevlerindendir. Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de ahirette geçerlidir. Rasulullah (sav) sadece çocukların değil, büyük insanların ismiyle dahi ilgilenmiştir. Kötü bulduğu bazı isimleri değiştirme yoluna gitmiştir. Yine konulması gereken güzel isimler hakkında bilgiler vermiş, zaman zaman bizzat kendileri çocuklara isimler vermiştir.

Rasulullah (sav) güzel isim koymanın önemini şöyle açıklıyor:
“Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle
çağrılacaksınız. Öyleyse isimlerinizi güzel yapın.”

(1)
Bu çağırma işlemini Allah'ın görevlendirdiği bir melek Allah'ın izniyle
yapacaktır. Hiç kimse kıyamet günü Allah (c.c.)’ın hoşlanmayacağı isimle O’nun
karşısına çıkmak istemez. Öyleyse kötü olan isimlerin çocuklara verilmemesi
gerekir.

Rasulullah (sav)’ın isim konusundaki hassasiyetini daha iyi
anlamak için şu hadis-i şerifi de görmek lazım. Yahya bin Said (r.a.)
anlatıyor:
Hz. Peygamber (sav) bol sütlü bir deve hakkında:
“Bunu kim sağacak?” diye sordu. Bir adam ayağa kalkmıştı ki,
Rasulullah (sav) adama:
“İsmin ne?” diye sordu. Adam:
“Mürre (acı)” diyince ona “Otur!..” dedi. Hz.
Peygamber (sav) tekrar:
“Bunu kim sağacak?” diye sordu. Bir başkası ayağa kalktı,
ben sağacağım diyecekti. Hz. Peygamber (sav) ona da:
“İsmin ne?” diye sordu. Adam:
“Harb” diyince, ona da: “Otur!..” dedi. Rasulullah
(sav):
"Bu deveyi bize kim sağacak?” diye sormaya devam etti. Bir
adam daha kalktı. Ona da ismini sordu. O da
“Ya’iş” (yaşıyor) cevabını alınca ona,
“Sen sağ” dedi.(2)
Allahü Azimüsşan’ın has isimleri kullara isim olarak verilmez. Ancak
sıfatları isim olarak verilebilir. Mesela; Kerim, Halim, Kadir,
gibi kelimeleri insanlara isim olarak vermek caizdir. Ancak bu isimlerin başına
bir (Abd) kelimesi ilave ederek söylemek ise pek güzel bir dikkattir. Zira (Abd)
kelimesini ilave ederek söylediğiniz takdirde Kerim’i
Abdülkerim olarak söylersiniz. Bu takdirde Kerim’in kulu demiş
olacağınızdan mana pek güzel bir şekil alır.

Nitekim
Aziz isminin başına da bir (Abd) kelimesi ilave ederek,
söylediğinizde azizin kulu manasına Abdülaziz demiş olursunuz.
Mecburi olmasa da güzel bir hassasiyet olur.

Rasulullah (sav)’ın
açıklamalarına göre en güzel isim olarak adlandırılanlardan bazıları şunlardır:
Erkek ismi olarak, Abdullah, Abdurrahman, Muhammed,
peygamberlerin isimleri, Hasan, Hüseyin ve diğer İslam
büyüklerinin isimleri tavsiye edilen isimlerdir. Kız isimleri olarak da,
Aişe (Ayşe), Fatıma, Zeyneb, Hatice, Cemile, Zehra…
gibi isimler güzeldir.

Mahşerde her çocuk, konan ismiyle çağrılacaktır.
Şayet çocuğun ismi kötü manaya gelen gayri müslim ismi ise, mahşer halkı önünde
isminden dolayı utanan çocuk,

'Allah beni doğuştan Müslüman olarak
dünyaya gönderdi, sen neden bana kötü manaya gelen ismi koydun?'
diye isim

koyandan davacı olacaktır. İsmin manasının böylesine ehemmiyetinden dolayıdır
ki, Peygamber'imiz (sav) kötü manaya gelen yabancı isimleri iyi manaya gelen
Müslüman isimleriyle değiştirme örnekleri vermiştir. Mesela (Uzza putun kulu)
manasına gelen (abdu'l-uzza)'yı, Allah'ın kulu manasına gelen (Abdullah) ile
değiştirmiştir. Ateş parçası manasına gelen (cemre)'yi de güzel kız manasına
gelen (cemile) ile, Harp ismini de Hasan'la düzeltmiştir. Demek ki, Müslüman
isminden maksat, mananın kötü olmamasıdır.

Bununla beraber bazen
isimlerde mana açık da olmayabiliyor. (Aleyna) gibi. Son
zamanlarda çok rastladığımız bu (Aleyna)'nın ne manaya geldiğini pek
bilemiyoruz. Çünkü, Kur'an'da geçen (aleyna) isim değildir. Sadece yer aldığı
cümlenin içinde (üzerimize) manasına gelmektedir:

-
(Vema aleyna) bizim üzerimize, (illel'belağ) tebliğden başka bir görev yoktur,
manasına gelebilen (bizim üzerimize)'yi, cümle içindeki yerinden çekip birine
isim olarak verdiğinizde, ne manaya geldiğini anlamak zorlaşmaktadır. Belki de
Yasin'deki bu (aleyna)'yı isim olarak seçenler, (bu çocuk bizim üzerimize
Allah'ın bir ihsanıdır) demek istemekteler.

Bir de kızlarımıza verilen
Kezban ismi vardır ki, zannederim yanlış anlaşılan isimlerden
biri de budur. Kezban'ı hep yalancı manasına anlayanlar, Kur'an'daki
(tükezziban) ile karıştırmışlardır. Çoğu kimseler Farsçadaki
(ev hanımı) manasına gelen (Kedban)'dan alınma Kezban'ı,
Arapçadaki 'yalanlayan' manasına gelen tükezziban'dan alınma sanarak bu isimden
hep ürkmüşlerdir.

Bununla baraber iyi bir anlamı olmasına rağmen yanlış
anlaşılacak isimler koymamaya dikkat etmenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu
nedenle kız çocukları için, Büşra, Beyza, Selma, Esma, Ahsen, Rabia,
Saliha, Salime, Adile...
gibi kolay seslendirilen, yanlış yazma ve

yanlış söyleme ihtimali olmayan tek isimler tercih
edilebilir.

Çocuğun isminin güzel olması bir fazilet olsa da
ahirette özel muameleye tabi tutulacağı söylenemez.
Çünkü ahirette

insanın göreceği muamele onun ameline göre
olacaktır.

Sözün özü: Ebeveynler yavrularına karşı ilk
görevlerini yerine getirirken, gayri müslim kimliğini çağrıştıran yabancı isim
koymaktan kaçınmalı ki, mahşerde koydukları isimlerle çağrılan çocuklarının
şikayetine muhatap olmasınlar. Bu konuda elbette bizim gibi düşünmeyenler de
olabilir: "Tercih size aittir, kim neye layıksa onu bulur." demekten
başka sözümüz olamaz onlara da.
 
Müddessir Sûresi'ndeki ayetin ikazı hepimiz için geçerlidir:
 
 
Sorularla İslamiyet
.
www.camiye.com
 
  
15988 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın