• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis
Aşık olmak konusunda dinimizin ölçüleri nelerdir? Aşkını gizlemek şehit sevabı verir mi?

    Özellikte gençlerde olan; bir erkeğin bir kıza duyduğu hoşlanma ya da genellikle aşk olarak tabir edilen duygularla ilgili bir ayet ya da Peygamber Efendimiz (sav) 'in söylediği herhangi bir hadis var mı? Aşkını gizlemek şehit sevabı verir mi?

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

"Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek ölen şehiddir."
(bk. Kenzu’l-ummal, h. No: 6999-7000; Hakim, Hatib)

"Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek, sabredenin günahlarını,
Allahü teâlâ affedip Cennetine koyar."
(İbni Asakir)

Demek ki, dinimizde iffeti muhafaza etmek ve sevgisi sebebiyle günah
işlememeye sabretmek, çok sevaptır. Çünkü genel olarak sevgi insanı kör ettiği
için, insanın kendisini günah işlemekten alıkoyması zordur. Zor olan işleri
başarmanın sevabı da büyük olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

"Ümmetimin üstün olan kimseleri, aşk belasına maruz kalınca iffetini
muhafaza edenlerdir."
(Deylemi)

"Aşkını gizleyip iffetini muhafaza ederek ölen şehittir" mealindeki hadis,
Hz. Aişe (ra) ve İbn Abbas’tan gelen rivayetlere dayanmaktadır. Bu konudaki
rivayetleri zayıf gören alimlerin yanında sahih kabul eden alimler de vardır(bk.
El-Makasıdu’l-hasene, 1/658).

Bilindiği üzere, aşk denilen aşırı sevgi
duygusu, duygusal şehevî arzulardan çok farklı bir gerçektir. Genellikle aşk,
kişinin iradesi dışında, insanın kalbine-davetsiz misafir olarak- gelip yerleşen
bir olgudur. Bu işte, muhatabın gerçek güzelliğinden ziyade, gönlün kabulüne
göre izafî bir güzellik söz konusudur. Gözü kör olan aşkın cazibesine kapılan
kişinin gözünde, sırf sevgilisinin güzelliği vardır. Bazen cinnete varan bir
durum söz konusu olabilir ve akıl tamamen bloke edilebilir.

İnsanın
iradesi dışında gelip kalbini kemiren aşk olgusu aynı zamanda –imtihanın bir
versiyonu olarak- bir nevi kalbî/ruhî bir hastalık olarak da kabul
edilebilir.

Bir hadis-i şerifte
“İç hastalıklarından ötürü ölen kimse
şehittir.”
(Kenzu’l-Ummal, h.no: 11191)

buyurulmuştur. Deyim yerinde ise, bu hadisteki iç hastalıklar organiktir.
Aşktan dolayı oluşan iç hastalık ise ruhî/kalbîdır. Aşka, kalbî/manevî olmakla
beraber bazen insanın kemiklerini eritecek kadar organik hastalıklara da sebep
olabilir.

Bazı rivayetlerde “gizleme” kaydı yoktur.
Fakat bütün rivayetlerde “iffeti koruma” kaydı vardır. Bu da
gösteriyor ki, aşkın en belirgin özelliği, nefsânî değil, kalbî
olmasıdır.

Maddî ve manevî “iç hastalıklar” ortak paydasında birleşen bu
iki hastalığın da aynı sonuç doğurması en makul olanıdır. Aşkın bu meziyetinin
önemli bir sebebi de, iffetle devam ettiği takdirde, zamanla sahibini gerçek
vuslata kavuşturan bir araç olmasıdır.

Pek çok âşık, maşukunun üzerindeki
fanilik damgasını gördükten sonra, Hz. İbrahim (as) gibi “Ben biraz
görünüp, arkasından kaybolan fani maşukları sevmem.”
demiş, mecazî

sevgililer yerine hakîkî sevgili olan Allah’a yönelmiştir. İnsanın gönlünü fanî
sevdalardan alıp, bakî bir yâre sevdalı yapan aşk gibi nuranî bir iksir, içinde
şahadet şerbetini barındırmaya sezadır.

Ayrıca aşk, genellikle, muhatabın
güzelliğine bakmaksızın ve insanın iradesi dışında gönülde meydana gelen coşkun
bir sevgi potansiyelidir ki, bir açıdan –imtihan için verilen- bir musibettir.
Böyle bir sevgi potansiyelini hazmederek, onu nefsin kötü emellerine alet
etmeden sabreden bir kimsenin bu tavrı Allah’a olan saygısının bir
yansımasıdır.

Allah’ın rızasını kazanma adına, belki de en zor bir
musibete katlanmış, en zor bir imtihana tabi tutulmuş, en meşakkatli bir hayata
talim etmiş bir kimsenin bu fedakârlığına karşı, Rahman ve Rahim olan Allah’ın
kendisini bir nevi şahadet rütbesiyle taltif etmesinde garipsenecek bir şeyin
olmadığını düşünüyoruz.

Suda boğulan, yıkım altında ölen, iç organların
hastalığından ölen kimseler de birer şehit kabul edilmiştir. Şüphesiz, bu gibi
kimselerin şehitlik mertebesi, Allah yolunda cihat ederken öldürülen kimsenin
kazandığı şehitlik mertebesiyle aynı değildir. Velayetler arasında mertebeler
olduğu gibi, şehitlikler arasında da dereceler vardır.


Sorularla İslamiyet

  
956 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın