• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Fransa'da uzun süredir devam eden hükümet krizi atlattı.

Fransa’daki siyasi kriz, ekonomistler arasında da endişeye yol açtı.

20-10-2025
Medyaparis Haber Merkezi

Fransa'da uzun süredir devam eden hükümet krizi, yeni kurulan Lecornu hükümetinin iki ayrı güvensizlik oylamasından başarı ile çıkmasıyla şimdilik son buldu.Fransa'da yeni kurulan hükümetin başbakanı Sebastien Lecornu, hakkında yapılan iki ayrı güvensizlik oylamasından güven oyu alarak önemli bir siyasi badireyi atlatmış oldu. Ulusal Meclis'te, aşırı sağcı Ulusal Birlik partisinin önergesi ile yapılan oylamada yalnızca 144 milletvekili güvensizlik oyu verdi. Hükümetin düşürülebilmesi için Ulusal Meclis'te gerekli olan oy sayısı ise 289.

Bu oylama öncesinde aşırı solcu Fransa'nın İtaatsizleri (RFI) tarafından verilen önerge ile yapılan ilk güvensizlik oylamasında da, 271 milletvekili önergeye destek vermiş ve 289 rakamına ulaşılamadığı için Lecornu hükümeti düşürülememişti.

Fransa’daki siyasi kriz, ekonomistler arasında da endişeye yol açtı. Uzmanlar, süregelen kurumsal felcin ekonomik büyümeyi zayıflatabileceği ve kamu maliyesini dengeleme çabalarını zorlaştırabileceği uyarısında bulunuyor.

Başbakan Sebastien Lecornu’nun ani istifası, göreve başlamasından henüz bir ay geçmeden hükümeti işleyen bir çoğunluktan mahrum bıraktı. Artan mali baskılarla karşı karşıya kalan Fransa’da, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron erken seçim çağrılarıyla boğuşuyor.

Ekonomistler, siyasi belirsizliğin devam etmesi halinde Fransa’nın AB’nin mali kurallarına uyumunu tehlikeye atabileceğini ve Brüksel’in denetimini sıkılaştırabileceğini belirtiyor.

Lecornu’nun istifasının ardından Fransız tahvil piyasası hızla tepki verdi.

10 yıllık Fransız devlet tahvillerinin getirisi, Alman tahvilleriyle arasındaki farkın 86 baz puana yükselmesiyle, 2024 sonunda Barnier hükümetinin çöküşü sırasında görülen seviyelere ulaştı.

Bu fark, Euro Bölgesi borç krizinin son dönemleri olan Temmuz 2012 seviyelerine de denk geliyor.

Goldman Sachs’a göre Fransa, geçen yılki seçimlerden bu yana büyük ekonomiler arasında “ülke risk primi” en fazla artan piyasa konumunda.

Goldman Sachs, hazırladığı son notta, süregelen belirsizliğin büyümeyi hafifçe yavaşlatacağını ve bütçe açıklarını artıracağını tahmin etti.

Baş ekonomist Simon Freycenet, 2026 bütçe açığının yüzde 0,1 puan artabileceğini, büyümenin ise yüzde 0,2 puan yavaşlayabileceğini belirtti.

ING ekonomisti Charlotte de Montpellier, Lecornu’nun istifasının “bütçe risklerini artırdığı” uyarısında bulundu.

De Montpellier, Fransa’nın 2026 bütçesini onaylamadan yeni yıla girebileceğini ve bu durumda 2025 bütçesinin otomatik olarak uzatılacağını söyledi. Bu da yeni harcamaları ve reformları sınırlayacak.

Fransa hâlihazırda Avrupa Komisyonu’nun aşırı açık prosedürü kapsamında bulunuyor. De Montpellier, Brüksel’in Fransa’ya karşı daha sert bir tavır takınabileceğini belirterek, bütçe açığının GSYİH’nin (Gayri safi yurt içi hasıla) yüzde 5’i civarında, borcun ise yüzde 116’nın üzerine çıkabileceğini söyledi.

ING’ye göre Fransa ekonomisi 2026’da yalnızca yüzde 0,8 büyüyerek Euro Bölgesi ortalamasının altında kalacak.

Analistler, önümüzdeki dönemde iki olasılığın öne çıktığını söylüyor:

Cumhurbaşkanı Macron ya yeni bir başbakan atayarak hükümeti yeniden kuracak ya da Ulusal Meclis’i feshedip erken seçime gidecek.

Her iki senaryo da riskli. Yeni bir atama meclis çoğunluğunu sağlayamayabilir, erken seçim ise siyasi parçalanmayı derinleştirip mali kararları geciktirebilir.

ING analisti Benjamin Schroeder, Macron’un görev süresinin erken sonlanabileceği yönündeki spekülasyonların artması halinde tahvil farkının 90 baz puanın üzerine çıkabileceğini söylüyor.

Piyasalar şimdi de Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) olası müdahalesine odaklanıyor.

2022’de devreye alınan “Transmission Protection Instrument” (TPI) adlı araç, piyasa baskısı altında kalan ülke tahvillerinin ECB tarafından satın alınmasına olanak tanıyor.

Fransa bu aracın katı mali koşullarını tam karşılamasa da, ECB’nin belirli bir takdir alanı bulunuyor.

Schroeder, “Fransa çok büyük ve çok önemli bir ekonomi; ECB’nin hareketsiz kalması imkânsız olur,” dedi.

Fransa’daki siyasi türbülans euronun dolar karşısında yaklaşık yüzde 1 değer kaybetmesine neden oldu.

BBVA’ya göre asıl risk, erken seçim senaryosunda. Bu durum kısa vadede euroya en fazla zarar verebilecek gelişme olarak görülüyor.

ING analisti Francesco Pesole, “Siyasi ve mali belirsizlikler yatırımcı iştahını azaltabilir,” diyor.

Buna karşın, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yıl sonuna kadar iki faiz indirimi yapacağı beklentisi ve yıl sonu mevsimselliği, euronun dolar karşısında yeniden 1,20 seviyesine yaklaşabileceği görüşünü destekliyor.


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın