Restoran ekibinin eline geçen malzemeye göre, yeri geldiğinde Güney Amerika menşeli Mashua patatesi, Latin Çiçeği sebzesi ve ejder meyvesi gibi birçok markette bulması zor ürünlerle hazırlanan yemekler de müşterilere servis ediliyor.Restoranın kurulmasının ardında yer alan "Çöp Fonu"nun koordinatörü Gilia Bataille, amaçlarını "Çürük zannettiğimiz ürünleri yenebilir kılmak" olarak tanımlıyor. Kendisi gibi "Freegan" hayat tarzını benimsemiş iki arkadaşıyla Paris'in güneyinde yer alan ve dünyanın en büyük tarım ürünleri pazarı Rungis'e ziyaretleri sonrası restoranı açma kararı alan Bataille, bugün yirmiye yakın gönüllü şefle çalıştıklarını belirtiyor.
Ürün tedariğini Rungis'teki toptancılardan yapan "Freegan Pony" restoranına haftanın iki günü teslimat gerçekleştirilirken meyve ve sebzelerin neredeyse tamamı organik tarımdan elde ediliyor.
Özellikle gelişmiş ülkelerde gıdanın basit bir meta olarak görüldüğünü ifade eden Bataille, "Yemek sadece fiyatıyla ölçülmez, arkasında birçok kişinin emeği yatıyor. Yemeği israf etmek, tüm emeği geçenlere saygısızlık demek" değerlendirmesinde bulundu.
Sebze ve meyvelerin mevsimlerine artık dikkat edilmediğinin de altını çizen Bataille, "Gıda ürünlerinin değerini yeniden öğrenmemiz gerekiyor. Her şeyin her zaman erişilebilir olmasını bekliyoruz, kışın domates ve çilek yemek istiyoruz" şeklinde konuştu.
"Freegan Pony"'e gelen Parisliler, restoranın özellikle konseptini merak ettiklerini dile getirirken yemeklerden memnun kaldıklarını belirtiyor.
Uluslararası ilişkiler yüksek lisans öğrencisi Berengere, sunulan yemeğin "restorandakilerden farksız" olduğunu söylerken ayrıca sunumların "ev yemeği sıcaklığı" ile yapıldığı yorumunda bulundu.
Fransa'da geçtiğimiz yıl süpermarketleri, son kullanma tarihi yaklaşan ürünlerin yardım kuruluşlarına bağışlanmasını zorunlu kılan yasa ile ilgisi nedeniyle restorana ilgi duyduğunu belirten Berengere, "Günümüzde inanılmaz ölçüde gıda israf ediyoruz, bu tür girişimler yaygınlaşmalı." şeklinde konuştu.
Paris'te bir üniversitede İspanyolca öğretmenliği yapan Eusebio ise arkadaşının tavsiye üzerine geldiğini belirterek Fransa'da bu tür "paylaşım ekonomisine" dayalı projelerin çoğalmasından memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
