• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Analiz haber.

Analiz haber.

19-03-2018

FATİMA KHEMILAT- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkedeki dini temsilcilere yönelik 4 Ocak'taki yeni yıl konuşmasında, maruz kaldığı bölünme tehlikesine ve uluslararası krize karşı, "Fransa İslamı"nın yapılandırılmasında yer alma niyetini açıklamıştı.


Esasen bu, Fransızların İslam'a ilişkin düzenlemeler yapmak hususundaki ilk girişimi değil. Fransa'da İslam'ın kurumsallaştırılması her zaman evrilerek farklı bir şekle bürünse de temel hedefleri hep aynı kalmıştır. Nitekim şu anda olduğu gibi, İslam ulusal çapta bir mesele olmadan önce, sömürgecilikle ilgili bir husustu. Cezayir topraklarının 19. yüzyılda Fransız imparatorluğu tarafından işgal edilmesi, kabul etmek lazım ki, başarılı olan "Cezayir yapımı" bir İslam'a el atma girişimini de beraberinde getirmişti. Öyle ki Fransa'da din ve devlet işlerinin ayrılmasını öngören laiklik yasasının 9 Kasım 1905'te kabul edilmesi bile bunun önüne geçemedi. Cezayir'in bağımsızlığına kadar, dini inançlar ve özellikle İslam, Fransız yönetiminin kontrolü altında kalacaktı.

Fransa'nın deniz aşırı olmayan topraklarında da İslam inancının yönetimi, yetkililer için önemli bir soruna dönüşmüştü. İslam dini söz konusu olduğu zaman, 90'lı yıllara kadar, Paris Camii her konuda kamu kurumlarının muhatabıydı. Müslüman derneklerinin çeşitlenmesi, devleti "İslam'ın temsilcileri" konusunda bakış açısını genişletmeye itti.

Fransa içinde İslam'a yönelik ilk girişim, 1993-1995 yılları arasında sol ve sağ kesimin iktidarı paylaştığı "cohabitation" dönemindeki sosyalist hükümette bakanlık yapan Pierre Joxe'un Fransa İslamı Düşünce Konseyi'ni (CORIF) kurmasıyla başladı. "Cohabitation" döneminde sağın iktidara kısmi geri dönüşü bu girişimi dondurmuştu; zira sağ iktidar Paris Camii'ni devlet-din ilişkilerinde tekrar merkezi konumuna kavuşturmuştu.

Jean-Pierre Chevenement'ın girişimi yeniden başlatacak "istişare" için Jacques Chirac'ın cumhurbaşkanlığı döneminde kurulacak olan sola yakın bir başka "cohabitation" dönemini beklemek gerekecekti. 90'lı yılların sonunda başlayan bu büyük istişare girişimi 2003 yılına kadar sürmüş, dönemin içişleri bakanı Nicolas Sarkozy'nin etkisiyle Fransa İslam Konseyi (CFCM) kurulmuştu.

CFCM'nin kurulmasından bu yana, İslam'a ilişkin düzenlenmeler devlet politikalarında artık merkezi bir konumda yer almıyor muydu? CFCM kurulduğu tarihten bu yana büyük eleştirilerle karşılaştı. Bazı eleştiriler CFCM'nin ne kadar etkili olduğuna yönelikti. Diğer eleştiriler ise (federasyonlar arası) konseyde yaşanan iç gerilimlerle ilgiliydi.

Bu sorgulamalar karşısında (özellikle finansman sorunu), Başbakan Dominique de Villepin tarafından 2005 yılında kurulan İslam Eserleri Vakfı'nın mezarından çıkarılarak Fransa İslam Vakfı'na dönüştürülmesi için François Hollande'ın cumhurbaşkanlığı bir fırsat oldu.

Vakfın yönetimi için Müslümanların inançlarına ilişkin düzenlenmelerde tarihi bir figür olan Chevènement görevlendirildi. Müslüman olmayan bir kişinin vakfın başına geçirilmesine yönelik tepkilere rağmen yapılan bu tercih, Fransa'da İslam'ın aktörlerinin belirlenmesi konusunda devletin meşruiyetini yeniden tartışmaya açtı.

Öte yandan, Montaigne Enstitüsü tarafından 2016 yılında gerçekleştirilen bir araştırma, Fransa'daki Müslümanların üçte ikisinin CFCM'nin varlığından haberdar olmadığını ortaya koydu. Araştırmanın yazarı ise Le Journal du Dimanche gazetesine göre "Fransa İslamı"nın yeni şantiyesinde Cumhurbaşkanı Macron'a yakın danışmanlardan Hakim El Karoui.

İbadet yerlerinin finansmanı sorunu, imamların eğitimi ya da imamları gönderen ülkelerinin etkisi meseleleri bu yeni girişimin merkezinde yer alıyor. Selefleri gibi Macron da hızlı davranmak istiyor gibi görünüyor. Çünkü yılın bu ilk 6 aylık döneminde bir reform yapılması öngörülüyor. Macron'un etrafında ise iki isim ön plana çıkacak: Gerard Darmanin ve Gilles Kepel. Darmanin daha önce "Fransız İslamı"ndan yana olan ve bu günlerde bir tecavüz skandalıyla gündeme gelen maliye bakanı. Daha önce birçok hükümete danışmanlık yapan Kepel ise Fransa'daki Müslümanlar için çok önemli bir sorun olan İslamofobinin dikkate alınmasına karşı çıkan bir uzman.

Ne yazık ki Fransa'da İslam'a ilişkin düzenlenmelerde, siyasetteki duruma göre, her hükümet "Fransa İslamı"nı selefleriyle aynı usulleri ve mimarları kullanarak yeniden inşa etme eğiliminde. İslam'ı düzenleme girişimlerinden neredeyse 30 yıl sonra, Fransız Müslümanlarının bu yeni girişimle, daha fazla temsil edildiklerini hissettiklerinden emin olamıyoruz.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın