• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Cuma Hutbesi: RAMAZAN VE İNFAK.

Cuma Hutbesi: RAMAZAN VE İNFAK.

09-05-2019
Medyaparis Haber Merkezi

RAMAZAN VE İNFAK

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’a ve Resûlüne iman edin; O’nun size emanet olarak verdiklerinden, başkaları için de infak edin. İçinizden iman edip infakta bulunanlara büyük bir mükâfat vardır.”[1]

Okuduğum kutsî hadiste Resûl-i Ekrem (s.a.s) Cenâb-ı Hakkın şöyle buyurduğunu bizlere bildiriyor: “Ey Âdemoğlu! İnfak et ki, ben de sana infak edeyim.”[2]

Aziz Müminler!

İnfak, Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla müminin kendi servetinden harcama yapmasıdır. Eşine, dostuna, akrabalarına, ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmasıdır. Allah’ın kendisine lütfettiği zenginlikten başkalarını da faydalandırmasıdır. Kardeşinin gönlünü yapması, olmayana yardım etmesi olana da ikram etmesidir. Resûl-i Ekrem (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde infak ve sadakanın karşılıksız kalmayacağına ve mükâfata dönüşeceğine şöyle işaret etmektedir: “Kuşkusuz sadaka, Rabbin gazabını söndürür ve kötü bir şekilde ölmeyi önler.”[3]

Değerli Müslümanlar!

İnfak, insanın dünya malına karşı dengeli bir tavır almasını sağlar. Mal hırsıyla cimrilik etmeye de akılsızca saçıp savurmaya da engel olur. Kardeşlik ve paylaşma duygularını geliştirir. İhtiyaç sahiplerinin yaşadıkları sevinç ve memnuniyet, infak edenin gönlünde huzura ve genişliğe dönüşür. Böylelikle mümin gerçek anlamda iyiliğe ulaşmış olur. Nitekim Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.”[4]

Muhterem Müminler!

İman, bilgi, hikmet ve marifet üzerine bina edilmiş İslam medeniyeti aynı zamanda bir infak medeniyetidir. Müslümanlar yardımlaşmayı, dayanışmayı, infakı hayatın merkezine almıştır. Çünkü Sevgili Peygamberimiz bu ümmete bir binanın tuğlaları, bir bedenin azaları, bir tarağın dişleri gibi olmayı öğütlemiştir. Müslüman, sahip olduğu birikimi ailesiyle, akrabalarıyla, komşularıyla, uzak-yakın din kardeşleriyle ve insanlık ailesinin muhtaç fertleriyle paylaşır. “Mallarını gece, gündüz; gizli ve açık infak edenler için Rableri katında ecirler vardır; onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.”[5] ayetini kendisine düstur edinir. Gece gündüz çalışırken sadece kendisini değil, toplumun iyiliğini düşünür.

Değerli Müslümanlar!

Ne hazindir ki, günümüzde malı bir araç olarak kullanamayan, hayatın amacı haline getiren dünyevileşme hastalığıyla mücadele ediyoruz. Bencillik, mal düşkünlüğü, güç ve çıkar tutkusu, gösterişe dayalı hayatlar bu asrın afeti oldu. Yardımlaşma, dayanışma ve başkası için fedakârlık yapma gibi erdemler örselendi. Böyle bir çağda, insanlığın sürüklendiği sonu gelmez arzu ve ihtiraslar, ancak infak ve yardımlaşma bilinciyle aşılabilir. Cimrilik eden, fakire, yoksula, yetime, düşküne, darda ve yolda kalana hakkını vermeyenler ise kendisini ve insanlığı ancak felakete sürükleyecektir. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde bizlere şu uyarıyı yapmaktadır: “Âdemoğlu, ‘malım, malım’ der. Ey âdemoğlu, senin yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin ve sadaka verip önceden âhirete gönderdiğin dışında malın mı var?”[6]

Aziz Müminler!

Ramazan ayı, infak, yardımlaşma ve paylaşma adına eşsiz bir fırsattır. Rabbimize kulluğumuzu farklı amellerle sergilediğimiz bu Ramazan günlerinde, zekât ve sadaka-i fıtr gibi malî ibadetlerimizle ihtiyaç sahiplerine kol kanat gerelim. Kardeşlerimizin dertlerine derman olalım. Yardımlarımızı gösterişten uzak, yalnızca Rabbimizin rızasını kazanmak için yapalım. Yardım yaparken kardeşimizin onurunu zedeleyecek davranışlardan kaçınalım. Rabbimizin şu uyarısına kulak verelim: “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardıklarımızın iyilerinden verin. Kendinizin ancak içiniz çekmeye çekmeye alabileceğiniz âdi şeyleri hayır diye vermeye kalkışmayın. Bilin ki Allah zengindir, bütün iyilik ve güzellikler O’na mahsustur.”[7]

Muhterem Müslümanlar!

Başkanlığımız bu yılki Ramazan ayı temasını “Ramazan ve İnfak” olarak belirlemiştir. Bu vesileyle yurt içinde ve yurt dışında yapılacak olan etkinliklerle infak konusu her yönüyle gündemde tutulacak, konu hakkında duyarlılık oluşturulmaya çalışılacaktır. Böylelikle yardımlaşma ve paylaşma bilincinin canlı tutulmasına ve infak ahlakının daha da yaygınlaşmasına gayret edilecektir. Unutmayalım ki Rabbimizin rızasını gözeterek yaptığımız infaklar, ahirette en güzel azığımız olacaktır.



[1] Hadîd, 57/7.

[2] Müslim, Zekât, 36.

[3] Tirmizî, Zekât, 28.

[4] Al-i İmrân, 3/92.

[5] Bakara, 2/274.

[6] Müslim, Zühd, 3.

[7] Bakara, 2/267.

____________________________________________________________





Francais FERHAT ARSLAN


Le Ramadan et la dépense

 

Chers Musulmans !

Dans le verset lu, Notre Noble Seigneur dit “ Croyez en Dieu et en Son Prophète ! Donnez en aumône une partie des biens dont Il a fait de vous les dépositaires, car ceux d’entre vous qui ont la foi et qui font l’aumône auront une magnifique récompense.”

Et dans la hadith Qoudsi lu, Ar Rassoulou Akram (sav) nous informe qu’Allah Ta’âla dit “O fils d’Adam, dépense afin que moi aussi je dépense pour toi”

 

Nobles Croyants !

Al infak, signifie la dépense faite par le croyant à partir de ses propres biens pour gagner l’agrément d’Allah (Soubhanehou Wa Ta’âla). C’est le fait d’aider sa compagne, son ami, ses proches et les personnes dans le besoin. C’est de faire profiter les autres des richesses qui lui ont été accordées par Allah (azza wa jal). C’est de gagner le coeur de son frère, d’aider celui qui n’a pas et de gratifier celui qui a. Ar Rassoulou Akram indique dans un Ses hadith que la dépense et l’aumône ne sont pas sans rétributions et qu’elles se transforment en récompenses, Il dit “Sans aucun doute l’aumône, éteint la colère de son Seigneur et empêche de mourir d’une mauvaise manière”

 

Valeureux Musulmans !

Al infak permet à l’être humain d’avoir une relation équilibrée avec les possessions terriennes. Al infak empêche d’une part l’avarice issue de la quête insatiable de biens, et d’autre part le gaspillage incontrôlé. Il permet le développement des sentiments de fraternité et de partage. La joie et le bonheur vécue par les personnes dans le besoin, procure la sérénité et la largesse dans le coeur de celui qui dépense. De cette manière, le croyant attéint la bonté véritable. D’ailleurs, Notre Seigneur Le Trés Haut dit dans l’Al Kour’an Al Karîm “ Vous n’atteindrez la vraie piété qu’en faisant aumône d’une part des biens que vous aimez. Et quelque aumône que vous fassiez, Allah en est parfaitement Informé.”

 

Chers Croyants !

La civilisation islamique fondée sur la foi, la connaissance, la sagesse et la science est également une civilisation de la dépense. Les musulmans ont toujours mis au centre de leur vie l’entraide et la solidarité. Car, Notre Prophète Bien-Aimé (sav) a conseillé à cette communauté d’être comme les briques d’un immeuble, comme les membres d’un corps et comme les dents d’un peigne. Le musulman partage ses possessions avec sa famille, ses proches, ses voisins, avec ses frères de religion proches ou éloignés et avec les personnes dans le besoin de la grande famille de l’humanité. Il accepte comme principe de vie le verset suivant “ Tous ceux qui, de nuit et de jour, en secret et en public, dépensent leurs biens, par charité, trouveront leur récompense auprès de leur Seigneur et n’auront à connaître ni angoisse ni peine.” Lorsqu’il travaille jour comme nuit, il ne pense pas qu’à lui mais au bien de la société.

 

Chers Musulmans !

Quelle tristesse que de nos jours, nous combattons la maladie du matérialisme qui ne considère pas les possessions comme un moyen, mais plutôt comme l’objectif de la vie. L’individualisme, le penchant pour l’accumulation des biens, le pouvoir, la poursuite des intérêts et les vies reposant sur la démonstration sont devenues les fléaux de ce siècle. Les vertues comme l’entraide, la solidarité et le sacrifice pour les autres ont été traumatisées. A une telle époque, c’est seulement par la conscience de la dépense et de l’entraide que sera dépassé la fuite en avant de l’humanité concernant les demandes et les aspirations insatiables. Ceux qui par avarice, ne donnent pas leurs droits aux pauvres, aux nécessiteux, à l’orphelin, aux personnes dans le besoin, dans la difficulté et restés sur le chemin, courent à leurs pertes et mènent l’humanité à la catastrophe. Notre Prophète Bien-Aimé (sav) nous avertit dans un de Ses hadiths, Il dit “ Les fils d’Adam disent “mes biens, mes biens”. Ô fils d’Adam as tu d’autres bien que ce que tu consommes en mangeant, que ceux que tu détériores en t’habillant et que ce que tu envoie dans l’au-delà par tes aumones ?

 

Nobles Croyants !

Le mois du Ramadan est une opportunité incomparable en ce qui concerne la dépense, l’entraide et le partage. Dans ces jours de Ramadan où nous exposons à Notre Seigneur de différentes manières notre servitude, soyons des supports pour les personnes dans le besoin à travers nos adorations d’ordre financière que sont le zakat et zakat al fitr. Soyons des solutions pour les problèmes de nos frères. Effectuons nos dons loin de la démonstration, uniquement pour gagner l’agrément de Notre Seigneur. Evitons les comportements qui nuisent à l’honneur de notre frère lorsque nous lui venons en aide. Ecoutons attentivement cet avertissement de Notre Seigneur “ Ô croyants ! Donnez en aumône du meilleur de ce que vous possédez et des produits que Nous faisons sortir pour vous de la terre ! Ne vous précipitez pas sur ce qui est vil pour en faire dépense et que vous n’accepteriez vous-mêmes qu’en faisant la grimace ! Sachez que Dieu est Riche et Digne de louange.”

 

 


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın