• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Fransa seçim sonuçlarının sonucuna bakıp da, kimse sosyalist partinin iktidara geldiğini düşünmesin.

Fransa seçim sonuçlarının sonucuna bakıp da, kimse sosyalist partinin iktidara geldiğini düşünmesin.

2017 Elysee seçimlerini hedefleyen aşırı sağın lideri Marine Le Pen, 2012 Fransa seçimlerinin gerçek galibidir. Fransa’da nefret söyleminin ve ırkçılığın alıcısı olmuştur ve o alıcı, siyasi tabloyu belirlemiştir. Bu nedenle de saatler 20.00’ı gösterdiğinde, François Hollande’ın yarışın galibi olduğu belli olduğu zaman, önce Nicolas Sarkozy “yenik ama mağrur bir komutan” olarak “istemem yan cebime koyun” konuşmasını yapmış ve hemen ardından kameraların karşısına Marine Le Pen geçmiştir.

Hollande’dan önce zafer konuşmasını yapan Le Pen oldu. Fransız gazetelerinin siyasi yorumcularından, bizzat Hollande’ın kampanyasının kilit ismi Pierre Moscovici’ye kadar pek çok ismin paylaştığı ortak görüş, Fransız seçmeninin yıllardır sağ refleksler verdiği şeklindeki yorum. Kimse sol seçmen sayısının arttığını düşünmüyor, bu sonucu çıkarmıyor.

Aşırı sağı, ülkedeki sağın gerçek temsilcisi haline getirmek için kurnaz bir hamle yaptı Marine Le Pen. 5 oyunluk satranç maçının tamamlanmasını bekliyor.

Bu arada, ilk iş olarak Milliyetçi Cephe’nin adı değişecek. Daha ılımlı, sistemle barışık bir aşırı sağ teması işlenecek. Faşist bir parti, kırpılarak neye benzer, bilinmez tabi. Ekonomik krizin tırmandığı Avrupa kıtasında, gitmez sanılan liderler birer birer sahneyi terkediyor. Yerine gelen ise daha büyük bir muamma oluyor. Yunanistan’dan Portekiz’e, İtalya’dan Hollanda’ya saat böyle işliyor.

Fransa’nın kısa vadede takvimi ise şöyle işleyecek:

Sarkozy, görevi 15 Mayıs’ta Hollande’a devredecek. Hollande, önce geçici bir hükümet atayacak.

10 ve 17 Haziran’da yapılacak seçimlerle Meclis yenilenecek. Meclis tablosuna göre, çoğunluğu alan parti iktidarın kesin sahibi olacak. Eğer sosyalistler alırsa, sorun yok.
Ancak UMP çoğunluğu alırsa, Sosyalist cumhurbaşkanı, UMP’li başbakan ile çalışmak durumunda olacak ve işi zorlaşacak. Fransa’daki sistem, bu tür bir tabloyla iyice krizlere açık hale gelecek.

Oyunu kuran aşırı sağ olduğu için de, hükümette kim olursa olsun, çerçeveyi yükselen milliyetçilik belirlemiş olacak.

Avrupa’nın kılcal damarlarına işlenerek yükselen yabancı düşmanlığı, milliyetçilik ve dalga dalga yayılan ırkçılık yakıtını derinleşen krizden almaya devam edecek. Resim budur.

Türkiye açısından ise belki en önemli sonuç, Sarkozy’deki siyaset biliminin değil, psikolojinin ilgi alanına giren Türkiye takıntısına sahip olmayan bir siyaetçinin işbaşına gelmiş olmasıdır.

François Hollande, yıllardır başta Ermeni soykırım iddiaları olmak üzere, pek çok konuda Türk muhataplarında rahatsızlık yaratan mesajlara imza attı.

AB konusunda önümüzdeki beş yılda birşey değişmeyeceğini açıkça ifade etti.
Ancak, siyasetçilerin iktidarda gerçeklere göre hareket etmek zorunda kaldıkları da önemli bir gerçek.

Bardağa dolu tarafından bakmak istersek, yeni bir sayfanın açıldığını söylemek mümkün olabilir. Cılız bir iyimserlik için bir nedenimiz var. Sarkozy gitti. Ama o kadar. Fazlası yok.

 

 

.dunyabulteni

.www.camiye.com

 



679 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın