• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ‘’Müslümanlar olarak, bu havzada gayrimüslim vatandaşlara yönelik hak ve adalet ilkesini uyguladığımızda, kendi birlik ve beraberliğimiz de o zaman güçlü olmuştur.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ‘’Müslümanlar olarak, bu havzada gayrimüslim vatandaşlara yönelik hak ve adalet ilkesini uyguladığımızda, kendi birlik ve beraberliğimiz de o zaman güçlü olmuştur. Ama ne zaman ki hak ve adalet konusunda ‘nasıl olsa bu benim dinimden değildir’ diye yanlışlık yaptıysak, o zaman kendi aramızdaki birlik ve beraberlik de bozulmuştur’’ dedi.

‘Hak ve adaletten ayrılmazsak güçlü oluruz’

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ‘’Müslümanlar olarak, bu havzada gayrimüslim vatandaşlara yönelik hak ve adalet ilkesini uyguladığımızda, kendi birlik ve beraberliğimiz de o zaman güçlü olmuştur. Ama ne zaman ki hak ve adalet konusunda ‘nasıl olsa bu benim dinimden değildir’ diye yanlışlık yaptıysak, o zaman kendi aramızdaki birlik ve beraberlik de bozulmuştur’’ dedi. Görmez, ‘’Arap Uyanışı ve Orta Doğu’da Barış’’ konferansının sonuç bildirgesinin açıklanmasının ardından konferansa katılan Müslüman ve Hıristiyan din âlimlerine Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde yemek verdi. Burada konuşan Görmez, sabah namazından sonra Kur’ân-ı Kerim okuduğunu ve Kasas Sûresinde Hz. Musa ile alâkalı bir duâ âyetine denk geldiğini belirterek, âyetin mealini, ‘’Bana öyle bir feraset, öyle bir hikmet, iman ve nimet bahşet ki, ben hiçbir zaman, hiçbir suçluya, hiçbir zalime ortak olmayayım. Ona yardakçılık yapmayayım’’ şeklinde nakletti. Hz. Musa’nın bu duâsının, medeniyet havzasında olması gereken bir hususu kendisine hatırlattığını kaydeden Görmez, hak ve adalete vurgu yaptı. Görmez, şöyle devam etti: ‘’Müslümanlar olarak, bu havzada gayrimüslim vatandaşlara yönelik hak ve adalet ilkesini uyguladığımızda, kendi birlik ve beraberliğimiz de o zaman güçlü olmuştur. Ama ne zaman ki hak ve adalet konusunda ‘nasıl olsa bu benim dinimden değildir’ diye yanlışlık yaptıysak, o zaman kendi aramızdaki birlik ve beraberlik de bozulmuştur.’’

FARKLILIKLARIMIZ ZENGİNLİK KAYNAĞIMIZ

Arap dünyasından Müslüman ve Hıristiyan dinî liderlerin katılımıyla İstanbul’da düzenlenen ‘’Arap Uyanışı ve Orta Doğu’da Barış’’ konferansının sonuç bildirisinde, bölgedeki dinî ve kültürel çeşitliliğin bir sorun olarak değil, bir zenginlik kaynağı olarak görülmesi gerektiği vurgulandı. Bölgeden ve bölge dışından siyasî ve dinî liderlerin, kanaat önderlerinin, akademisyenlerin ve gazetecilerin katılımıyla gerçekleştirilen ‘’Arap Uyanışı ve Orta Doğu’da Barış: Müslüman ve Hıristiyan Perspektifler’’ konferansı sona erdi. İki gün süren ve Arap dünyasından çok sayıda önemli Müslüman ve Hıristiyan dinî lideri ilk defa bir araya getiren toplantıda, ‘’Arap Uyanışı’’ olarak adlandırılan toplumsal ve siyasi dönüşüm sürecinde dinin rolü tartışıldı. Toplantının sonunda yayınlanan bildiride, Arap Uyanışı’nın önündeki sorunların  görüldüğü belirtilerek, ‘’Yeni Orta Doğu’da temayüz eden kültürlerin eşit vatandaşlık, dinî çoğulculuk ve kültürel çeşitliliğe dayanan ulusal birlik ve kimlikte kökleşmesi gerektiği teyit edildi’’ denildi. Bildiride, katılımcıların ‘’çeşitliliği bir sorun olarak değil, bir zenginlik kaynağı olarak gördüğü’’ kaydedildi. Hukukun egemenliğinin, farklı inançtan cemaat ve gruplar ile bireylerin özgürlüğünün korunması için kritik önem taşıdığı belirtilen bildiride, ‘’Devlet sistemleri farklı farklı olabilirse de, eşit vatandaşlık, hukukun egemenliği ve özgürlüklerin korunması, güçlü ve canlı sivil toplumların temelidir’’ ifadesi kullanıldı.

.

www.camiye.com



526 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın