• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Küresel finans hizmetleri 2009 krizinden sonra yeni arayışlara girdi ve 'risk-ödül' denklemini en baştan yazan yeni bankacılık grupları eski dünya sistemlerinin yerini almaya başladı.

1980'ler ve 90'larda daha çok Ortadoğu ve Asya'nın çoğunluğu müslüman
nüfusa sahip ülkelerinde popüler bir kavramken, son 10 yılda İslami finans hem
bölgesel hem de parasal büyüklük olarak ciddi bir atak yaptı.

Arap Baharı, Euro Bölgesi'ndeki borç krizi ve Wall Street'i İşgal Et gibi
son yıllardaki önemli gelişmeler İslami bankacılığın büyümesi için fırsat
yarattı ve bu segmentteki varlıkların büyüklüğünü 1.1 trilyon dolara
ulaştı.

MENA (Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi) İslami finansın en büyük pazarı.
2010 yılına kadarki beş yıllık dönemde MENA'da İslami finans varlıkları yılda
ortalama yüzde 20 büyüdü. 2015'te bu rakamın 990 milyar dolara çıkması
bekleniyor.

Yaklaşık 30 yıllık bir geçmişe sahip faizsiz bankacılığının son yıllarda
yaşanan ekonomik krizde sınavı geçmesi dünyada faizsiz bankacılığa olan ilgiyi
canlandırdı ve İslami finans Avrupa'ya doğru yayılmaya başladı.

2006'da İngiltere'den Avrupa'ya giriş yapan ve Fransa'da giderek büyüyen
İslami finans, şimdi Almanya'nın kapısında. Kuveyt Türk'ün faizsiz bankacılık
hizmeti vermeye hazırlandığı Almanya, büyük Müslüman nüfusuyla önemli bir
potansiyele sahip.

Avantalion Danışmanlık Grubu'nun raporuna göre, 2010-2030'da İngiltere,
Fransa, Almanya'daki Müslüman nüfus artışı Ortadoğu ve Asya'daki birçok ülkeyi
geçecek. Bu nedenle 2030'a kadar Almanya'nun bu alanda yıllık yüzde 1.5 büyümesi
bekleniyor.

Yeni arayışa girdiler

Küresel finans hizmetleri 2009 krizinden sonra yeni arayışlara girdi ve
'risk-ödül' denklemini en baştan yazan yeni bankacılık grupları eski dünya
sistemlerinin yerini almaya başladı. İslami finans da, hem Batı hem de Doğu'da
büyüme potansiyeli ve nispeten düşük risk modeliyle uzmanların dikkatini çeken
bir bankacılık kavramlarından biri. Şer'i kurallara dayanan İslami finansın
modern sistemi 1970'lerde ortaya çıkmaya başladı. 1980'ler ve 90'larda daha çok
Ortadoğu ve Asya'nın çoğunluğu müslüman nüfusa sahip ülkelerinde popüler bir
kavramken, son 10 yılda İslami finans hem bölgesel hem de parasal büyüklük
olarak ciddi bir atak yaptı. 1.1 trilyon dolarlık bir büyüklüğe eriştiği tahmin
edilen İslami bankacılık, 2006 yılında İngiltere'den Avrupa'ya giriş yaptı ve
şimdi Almanya'nın kapısında. İslami finans Türkiye'de hızlı bir büyüme
gösteriyor. Türkiye'nin şu an İslami bankacılık varlıkların toplam bankacılık
içindeki payı yüzde 5 dolayında ve 2015'te Türkiye'nin İslami bankacılık
varlıklarının 87 milyar dolar olacağı öngörülüyor.

 

Yaklaşık 30 yıllık bir geçmişe sahip faizsiz bankacılığının son yıllarda
yaşanan ekonomik krizde sınavı geçmesi dünyada faizsiz bankacılığa olan ilgiyi
canlandırıyor. İngiltere gibi bazı Avrupa ülkelerinde İslami bankacılık için her
türlü kanuni düzenleme yapılırken İslami finans Almanya'nın da kapısını çalıyor.
Türk katılım bankaları da bu potansiyeli değerlendirme yönünde planlar
geliştiriyor. Avrupa'ya resmi olarak 2006 yılında İngiltere üzerinden giriş
yapan daha sonra Fransa'da da faaliyete geçen İslami finansın hızlı gelişimi,
Kuveyt Türk'ün Almanya'da İslam hukukuna göre faizsiz bankacılık hizmeti vermeye
hazırlanmasıyla yeniden gündeme geldi. Kuveyt Türk'ün Almanya'da Federal Mali
Denetim Kurumu'na BaFin) bu ay içinde başvuruda bulunması bekleniyor. Almanya'da
dört milyondan fazla Müslüman'ın yaşadığı göz önüne alındığında Kuveyt Türk'ün
girişiminin İslami bankacılık açısından önemli bir sınav olacağı
belirtiliyor.

 

Ernst and Young'un İslami Bankacılığında Rekabet 2011-12 raporuna göre,
global ekonomi ve finans piyasaları dönem noktasında. Asya, Ortadoğu, Afrika,
Latin Amerika ve Doğu Avrupa'daki hızlı büyüyen ekonomiler neredeyse dünyanın
gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yarısını oluşturuyor ve bu bölgeler 2010'da
küresel ekonomik büyümenin yüzde 70'ini gerçekleştirdi. Bu trend güçlenerek
sürüyor. Arap Baharı, Euro Bölgesi'ndeki borç krizi ve Wall Street'i İşgal Et
gibi son yıllardaki önemli gelişmeler İslami bankacılığın büyümesi için fırsat
yarattı. Bu endüstriye yönelik araştırmalar, dünya genelinde ticari bankaların
İslami varlıklarının büyüklüğünün bu yıl 1.1 trilyon doları bulacağını ortaya
koyuyor. 2010 yılında bu rakam 826 milyar dolardı.

 

MENA'da (Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi) İslami finans varlıkları 2010'da
416 milyar dolarlık büyüklüğe erişti. 2010 yılına kadarki beş yıllık dönemde
MENA'da İslami finans varlıkları yüzde 20 CAGR (Bileşik Yıllık Büyüme Oranı) ile
büyürken, aynı dönemde geleneksel bankacılığın liderleri ortalama yüzde 9
büyüdü. MENA'da İslami bankacılık endüstrisinin 2015 yılına kadar iki katına
çıkarak 990 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Aynı rapora göre 2015'te
Türkiye'nin İslami bankacılık varlıklarının 87 milyar dolar olacağı öngörülüyor.
Böylece Türkiye 2015 yılında Katar, Bahreyn ve Mısır gibi ülkeleri geride
bırakacak.

 

 

MENA ülkelerinin bankacılık sisteminde Şer'i kurallara uygun varlıkların
payı önemli bir yer tutuyor. 2010 yılı rakamlarıyla Türkiye'de bankacılık
aktiflerini büyüklüğü 546 milyar dolar iken, İslami finans varlıklarının toplam
içindeki yüzde 5 oldu. İslami varlıkların payının en yüksek olduğu ülkeler yüzde
35 ile Suudi Arabistan, yüzde 30 ile Yemen, yüzde 31 ile Kuveyt, yüzde 27 ile
Bahreyn. Kuzey Afrika'da ise bu oranlar geriliyor. Örneğin Mısır'ın 215 milyar
dolarlık bankacılık aktiflerinin sadece yüzde 4'ünü İslami kurallara uygun
varlıklar oluştururken, Cezayir'de bu oran yüzde 1, Tunus'ta yüzde 2.

 

MENA'da İslami bankacılığın sektördeki payı yüzde 14 civarındayken, Körfez
İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinde bu oran yüzde 25'in üzerinde. İslami
bankaların, geleneksel bankacılık müşterilerini de cezbetmeye başlaması, sektöre
ivme kazandırıyor. Ancak, İslami bankaların büyük bir bölümünün 2006-2010
döneminde ortalama 13 milyar dolar aktif büyüklüğün altında olması nedeniyle
sektör çok parçalı ve karlılık problemi yaşanıyor.

 

Bölgelerinin en büyük İslami bankaları aynı zamanda kendi iç piyasalarının
da lideri ve belli bir ölçeğe kadar uluslararası piyasalarda da genişlemiş
durumdalar. Bu arada MENA İslami bankacılığında satın alma ve birleşme
anlaşmalarının giderek arttığı, düzenlemelerin değiştiği, farklı odaklara
yönelimin arttığı görülüyor. 2009'da Bahreyn merkezli El Selam Bankası, iç
piyasadaki rakiplerinden Bahraini Suudi Bank'ın yüzde 90.31 hissesini satın
aldı. 2010'da Al Baraka ve Emirates Global birleşme planlarını açıkladı. Ayrıca
Bahreynli Ahli United Bank, Mısır'daki Ahli United Bank'ın yüzde 54.7'sini hisse
takası yoluyla alacağını bildirdi. Aynı yıl Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE)
lider finans kuruluşlarından Abu Dabi Ticaret Bankası, 100 milyon dolarlık bin
anlaşma çerçevesinde Royal Bank of Scotland BAE'nin perakende bankacılık
birimini kendisine kattı. Katar Uluslararası İslam Bankası da (QIIB) İslamic
Bank of Britain'ın yüzde 78.5'ni satın almak üzere 40 milyon dolarlık bir
anlaşmaya imza attı.
 
 
Dunya.


526 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın