• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Alman üniversitelerinde açılan İslam kürsülerini yöneten üyelerin çoğunun devlet tarafından belirlenmesi meşruiyet tartışmasına yol açtı.

Alman üniversitelerinde açılan İslam kürsülerini yöneten üyelerin çoğunun devlet tarafından belirlenmesi meşruiyet tartışmasına yol açtı. Prof. Dr. Bülent Uçar, İslam kürsülerinin cemaatlerin desteğini almaması durumunda güven sorunu oluşacağı uyarısında bulundu. Prof. Uçar, "Devlet, Katolik ve Protestan kürsülerinde olduğu gibi İslam ilahiyatı fakültelerine de müdahale etmemeli." dedi.

Alman üniversitelerinde 2002 yılından itibaren öğretime başlayan İslam kürsülerini yöneten üyelerin çoğunluğunun devlet tarafından belirlenmesi meşruiyet tartışmasını beraberinde getirdi. Devletin Katolik, Protestan ve Musevilik inancının öğretildiği kürsüleri yöneten konseylerdeki üyelerin belirlenmesine karışamadığı biliniyor.

Konuyla ilgili olarak Osnabrück Üniversitesi'nden Prof. Dr. Bülent Uçar, üniversitelerdeki İslam kürsülerine yön veren ve öğretim üyelerinin atanmasında söz sahibi olan konsey üyelerinin çoğunluğunu devletin değil, cemaatlerin belirlemesinin bu kürsülerin meşruiyeti açısından önemli olduğunu söyledi. Prof. Uçar, "Üniversiteler ilahiyatçı yetiştirebilir. Fakat dini cemaatlerin desteğini alamazsak sorun yaşanır. Devlet, Katolik ve Protestan kürsülerinde olduğu gibi İslam fakültelerine de müdahale etmemeli." dedi.

Prof. Dr. Uçar "Alman Üniversitelerinde İslam Araştırmaları Tecrübesi" başlıklı konferansta yaptığı konuşmada, Fransa ve Türkiye'de uygulanan katı laik devlet anlayışına karşı dini inançlara müdahale etmeyen Alman modelini desteklediğini söyledi. Uçak, ancak bu modelin Katolik ve Protestan kürsülerine müdahale etmediği gibi İslam kürsülerine de müdahale etmemesi gerektiğini dile getirdi.

"SÜREÇ DEVAM ETMELİ"

Erlangen-Nürnberg Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mathias Rohe ise devletin İslam kürsüleri ile ilgili olarak başlattığı bu süreci tek taraflı da olsa devam ettirmesini istedi. Üyeleri devlet tarafından belirlenen konseylerin mevcut yapısının geçiş süreci niteliği taşıdığını ileri süren Rohe, devletin bu tasarrufu nedeniyle Müslümanlar arasında kırılanlar, üzülenler olmasına bakılmaksızın sürecin devam etmesi gerektiğini savundu.

Rohe, üniversitelerin imam değil ilahiyatçı yetiştirdiğini ve bu yüzden bağımsız olması gerektiğini iddia etti. İmam yetiştirme sorumluluğunun dini cemaatlerde olduğunu, üniversitelerin papaz da yetiştirmediğini belirten Prof. Rohe, dini cemaatlerin kurumsallaşma sorunu yaşadığını, devletin bu süreçte yardımcı olabileceğini dile getirdi.

"İSLAM'I DEVLET ELİYLE MODERNLEŞTİRME

Berlin Hür Üniversitesi'nden Anne Schönefeld de konseyi oluşturan üyelerin çoğunluğunun devlet tarafından atanmasının arkasında yatan nedenin "İslam'ı devlet eliyle modernleştirme" niyeti olduğunun yadsınamaz bir gerçek olduğunu söyledi. Açılan fakültelerin İslam'ın Almanya'da tanınma sürecini hızlandıracağına inandığını anlatan Schönefeld, kürsülerin modernleşmeye de katkıda bulunacağını, ancak bu modernleşmenin hangi kriterlere göre yapılacağının tartışılması gerektiğini kaydetti.

"ALMANCA'YA HAKİM ENTELEKTÜELLER YETİŞTİRMELİYİZ"

İslam'ın tanınması ve fakültelerin Hıristiyanlık geleneği ile karıştırılmaması gerektiğini aktaran Bern Üniversitesi'nden Prof. Dr. Rheinhard Schulze ise,Almanya'da İslam hakkında ortaya atılan radikallik gibi olguların bu dinin kendi özünden daha çok tartışıldığına dikkat çekerek, İslami cemaatlerin buna karşı koyacak entelektüel birikim ve güçlerinin olmadığını söyledi.

Toplantı sonunda Schulze'nin bu tespitine hak verdiğini belirten Bülent Uçar, Müslümanların, İslam'a yönelik tartışmalara katılmak ve haklarını savunmak için insana yatırım yapmayı ihmal etmemeleri gerektiğini vurguladı. Prof. Uçar, "Müslümanlar Almanya'da kendi hak ve hukuklarını daha etkin aralamalılar. Bunun yolu insana yatırım yapmaktan geçiyor. İslami ilimlere vakıf ve Almancaya hakim entelektüeller yetiştirmeliyiz." diye konuştu.

'MÜSLÜMANLARIN DESTEK VERMEDİĞİ BİR SÜRECİN NEREYE GİDECEĞİNİ BİLEMEYİZ'

İslam kürsülerinden Müslümanların desteğinin alınmasının güven açısından sorun teşkil ettiğini belirten Hamburg Üniversitesi'nden Prof. Dr. Katajun Amirpur da, "Müslümanların destek vermediği bir sürecin nereye gideceğini bilemeyiz. Karşılıklı güven önemli. Dini cemaatlerin desteği ve güveni tesis edilmeli." tespitinde bulundu. Amirpur, devletin tek taraflı olarak belirlediği bir sürecin başarıya ulaşmasının zor olduğunu da belirtti.

Federal Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin himayesinde gerçekleşen özel oturumda Alman üniversitelerinde açılan İslam Kürsüleri'nin en büyük sorununun personel olduğu vurgulandı. Yetişmiş akademik personel bulmakta zorlanan bölümler, aynı şekilde Arapça ve İslami bilimlere kısmen de olsa hakim öğrenci bulma sorunu yaşıyor. Diğer bir sorun ise bölümlerde okuyan öğrencilerin "Mezuniyet sonrası ne yapacağız?" endişesi taşıması. Üniversiteler, devletten mezunlar için bir perspektif sunulmasını ve buna göre alt yapı çalışmalarının yapılmasını talep ediyor.

 

cha



313 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın