Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi (TAM) Vakfı'nın hazırladığı uzun ve kapsamlı bir rapora göre, Almanya'da yaşayan birinci nesil Türklerin yüzde 20'si, ikinci nesil Türklerinin yüzde 50'si ve üçüncü nesil Türklerinin ise yüzde 75'i Almanya vatandaşı. TAM ile birlikte konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Çalışma ve Uyum Bakanı Guntram Schneider, bu gelişmenin çok olumlu bir işaret olduğunu savundu. 2008 yılından bu yana ilk kez vatandaşlığa geçiş rakamının 30 bin sınırını aştığını ifade eden Schneider, "Vatandaşlığa geçiş ile insanlarda kendini Almanya ile özdeşleştirme duygusunu oluşturmak istiyoruz. Alman vatandaşlığına geçenler kendini bu ülkeye daha yakın ve ait hissedecekler." dedi. Düsseldorf ile özdeşleşmiş büyük şair Heinrich Heine'nin hem Alman hem de Fransa sevdalısı olduğunu ve bunun da hiçbir sorun teşkil etmediğini hatırlatan Schneider, gerçek vatandaşlığın ırk, ten rengi ve din gibi kriterler ile asla ölçülemeyeceğini, çifte vatandaşlığın bütün dünyada rahatlıkla yaşanabilen bir durum olduğunu vurguladı.

TAM başkanı Prof. Dr. Halil Uslucan ise KRV'de yaşayan bir milyon kişi ile kalabalık bir nüfus oluşturan Türk toplumunun yaklaşık yarısının Alman vatandaşlığına geçtiğini belirterek, "Alman vatandaşlığına geçmek kendi kökenini inkar etmek, duygusal bağlarını tamamen koparmak anlamına gelmez." dedi. Araştırmaların, insanların vatandaşlığa geçiş için gerekli şartları yerine getirdiklerini bilmediklerini ortaya koyduğunu bildiren Uslucan, "Almanca sınavını rahatlıkla geçebilecek derecede bu dili konuşmayı biliyorlar, fakat kendilerinden şüphe ediyorlar ve çekiniyorlar." diye konuştu.

SARRAZİN'İN KİTABIYLA TÜRKİYE'YE DÖNENLERİN SAYISI ARTTI

Uslucan, araştırmalarında Türkiye'ye dönme arzusu taşıyan insanları ve Türkiye'ye dönmeyi başaran insanları birbirinden ayırt ettiklerini söyledi. Özellikle 2010 yılında, ırkçı Thilo Sarrazin'in kitabının çok konuşulduğu zaman diliminde Türkiye'ye dönen insanların sayısında artış görüldüğünü tespit ettiklerini kaydeden Uslucan, huzursuzluk ve aidiyet hissinin eksikliğiyle çekip gitme hayalleri içerisinde olan, fakat bunu gerçekleştiremeyen insanların sayısının çok daha fazla olduğunu açıkladı. Uslucan'a göre insanların geri dönmeyi başarmaları önemsiz. Asıl önem arz eden konu, burada yaşarken gitme hayalleri taşıyan insanların sayıca çok olması. Özellikle iyi eğitim sahibi ve entelektüel kişilerin gitme planları kurmasını manidar bulan Uslucan, "Dışlanma hissi en büyük sebep." dedi.

Bakan Schneider, önümüzdeki seçimlerde halkın Yeşiller ve Sosyal Demokratları hükümete getirmeleri halinde çifte vatandaşlık hakkına kavuşacaklarını iddia ederek bu gelişmeye en çok Hristiyan Demokratların karşı çıktığını belirtti.

Schneider, Başbakan Erdoğan'ın Almanyalı Türklerin başbakanı imiş gibi davranmasına da sert çıktı. "Onların Başbakanı Hannelore Kraft'tır, Erdoğan değil. Bu insanların üzerinden elini çekmeli." diyen bakan, Erdoğan'ın Almanya'ya gelip "insanları seçim kampanyasına malzeme yapmaktan" vazgeçmesini istedi.

cha