'Bütün dünyada hakkın, hakikatin, adaletin ve erdemin yerleşmesi için çalışın. Hem Allah’ın kitabındaki ayetlerini hem de Allah’ın tabiattaki ayetlerini çok iyi öğrenin' Görmez'den Arnavutluk’ta anlamlı mesajlar. 'Bütün dünyada hakkın, hakikatin, adaletin ve erdemin yerleşmesi için çalışın. Hem Allah’ın kitabındaki ayetlerini hem de Allah’ın tabiattaki ayetlerini çok iyi öğrenin'
Arnavutluk’ta Öğrencilere önemli tavsiyelerde bulunan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Sevgili gençler, öncelikle Kur’an’ı Kerim’i, yüce dinimizi, Hz. Peygamberi çok iyi tanıyın, iyi öğrenin ve iyi okuyun. Hayatınız boyunca yaratıcınızla, rabbinizle ilişkiniz çok iyi olsun. Bunun için onun emir ve yasakları bizim için çok önemlidir. Anne ve babalarımıza layık birer evlat olun ve bütün insanlarla, kâinatla, varlıklarla ilişkilerinizi güzel kılın” diye konuştu. Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bütün dünyada hakkın, hakikatin, adaletin ve erdemin yerleşmesi için çalışın…” “Arnavutluk’ta yaşayan birer Müslüman çocuğu olarak hiçbir zaman küçük düşünmeyin, büyük düşünün. Bütün dünyayı dikkate alarak tıpkı Peygamberimiz gibi, sadece İşkodra’da, Arnavutluk’ta değil, bütün Balkanlar’da hatta bütün dünyada hakkın, hakikatin, adaletin, erdemin yerleşmesi için çalışın. Gençler, bizim dinimiz kendi varlığını doğru bilgi, ilim ve hikmet üzere bina etmiştir. Biz İslam’dan önceki dönemlere cahiliye adını veriyoruz. Çünkü İslam’dan önce o bölgede cehalet hâkimdi. Onun için sürekli bilginizi artırmak için uğraşın. Hem Allah’ın kitabındaki ayetlerini hem de Allah’ın tabiattaki ayetlerini çok iyi öğrenin. Kitabın ayetleriyle kâinatın ayetlerini birbirinden ayırmayın. “Hem Allah’ın kitabındaki ayetlerini hem de Allah’ın tabiattaki ayetlerini çok iyi öğrenin…” Allah’ın üç çeşit ayeti var. Birincisi, kitaba yazdığı Kur’an’ın ayetleri, ikincisi, Allah’ın kâinatta var kıldığı ayetler, üçüncü ise, rabbimizin insanın fıtratına yazdığı ayettir. İnsanların dilleri, renkleri, ırkları Allah’ın ayetlerindendir. O halde yeryüzünde okuyacağımız üç kitap ortaya çıkıyor. Birinci kitap Kur’an’ı Kerim, ikinci kitap bütün dünya ve âlem, üçüncü kitap insan. Son iki kitabın tercümesi ve rehberi birinci kitaptır. Yani Kur’an’ı Kerimdir. Birinci kitabı doğru okuyamayan ve onu anlayamayanlar ikinci ve üçüncü kitabı da anlayamazlar. Öyleyse bu üç kitabı çok iyi okuyup öğrenmemiz gerekiyor. Yeryüzünde bazen bir tek insanın hayatında yaptıklarını milyonlarca insan yapamamıştır. Sizler her biriniz o kadar güzel şeyler yapacaksınız ki bütün dünya sizden istifade edecek. Bunun da yolu üç kitabı doğru okumaktan geçiyor.”
İslamafobi bir endüstri haline geldi Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Batı toplumlarında tırmanışa geçen İslamofobinin belki de İslam'ın tarihi boyunca karşılaştığı en büyük hadiselerden biri olduğunu söyledi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Arnavutluk'un başkenti Tiran'da "Sosyal ve Manevi Problemlerin Çözümünde İslam Dini ve Din Temsilcilerinin Rolü" konulu Balkan Ülkeleri İslam Birlikleri Başkanları 6. Konferansı'nda yaptığı konuşmada, din adamlarının ve dini kurumların, modern zamanlarda kendilerini adeta mabetlerin içine hapsettiğini belirterek, "Bugün biz toplum önderlerine, din adamlarına, aydınlara ve dini kurumlara düşen, toplumlarımızın geleceği için sorumluluğumuz doğrultusunda dinimizin iman, ibadet ve ahlak esaslarının toplumda egemen olması için var gücümüzle çalışmaktır" ifadelerini kullandı.
"İslamofobi güçlenerek, Batı'da bir endüstri haline gelmektedir"
İslam'ın özellikle şiddet ve terörle bağdaştırılmaya çalışılmasının, İslamofobiyi besleyen en önemli faktör olduğuna işaret eden Görmez, "11 Eylül olaylarıyla özellikle Batı toplumlarında tırmanışa geçen İslamofobi, bugün İslam'ın önündeki en büyük engellerden biridir. Belki de İslam'ın tarihi boyunca karşılaştığı en büyük hadiselerdendir. Ne yazık ki İslamofobiyi canlı tutmak isteyen çevreler olduğu gibi İslamofobiden nemalanan bir iktidar biçimi de vardır" değerlendirmesinde bulundu.
Müslümanların 300 yılı aşkın süredir sürekli şiddete, işgallere, savaşlara ve katliamlara maruz kaldığını, yer altı ve yer üstü kaynaklarının sömürüldüğünü belirten Görmez, şunları kaydetti:
"İslam coğrafyasında zihinler ve gönüller yaralıdır. Ayrıca bilinçli ve sistematik bir şekilde Müslümanların kutsallarına hakaret edilmekte, değerleri aşağılanmaktadır. İslam toplumları somut işkencenin yanında soyut ve kültürel bir işkenceye de tabi tutulmaktadır. Tüm bunlar peş peşe geldiğinde bu olaylar Müslümanların tepki biçimini etkileyerek İslamofobiyi besleyen ve körükleyen bir unsur haline gelmektedir. Bu kısırdöngü içerisinde sürekli İslam ve Müslümanlar zarar görmekte, İslamofobi ise güçlenerek Batı'da bir endüstri haline gelmektedir."
"İslam dünyasının, insan yetiştiren bütün mekanizmaları gözden geçirilmeli"
Müslümanların İslam anlayışının, bütüncül bakış açısından uzak olduğuna, yerel, bölgesel ve parçacı bu anlayışın, İslam'ın evrenselliğini yansıtamadığına dikkati çeken Görmez, "Hem İslam coğrafyasındaki sorunların çözümü hem de Batı'da yükselen İslam düşmanlığı karşısında nasıl bir tavır belirlenmesi noktasında topyekun İslam dünyasının, insan yetiştiren bütün mekanizmalarını yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
Görmez, bunu sağlamanın ve geliştirmenin en temel yolunun ilim ve hikmetten geçtiğini vurgulayarak, İslami çizginin dışına çıkmayan, sünnet-i seniyyeye bağlı, çağı anlayan, takvaya dayalı Müslümanlık anlayışının önemine değindi.
|