• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Türkiye'nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde iç tüketim, Avrupa ülkelerinin gerisinde kalıyor

Türkiye'nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde iç tüketim, Avrupa ülkelerinin gerisinde kalıyor   Aydın ve İzmir'den Fransa'ya 9 bin ton incir giderken Türkiye'nin tüketimi son yıllardaki artışla 6 bin tona ancak ulaştı    Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Gabay: "Bu yıl 60 bin ton ihracat yaparak 200 milyon dolar gelir bekliyoruz"
Türkiye'nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde iç tüketim, ihracat yapılan bazı ülkelerin gerisinde kaldı. Aydın ve İzmir'deki üretimin yaklaşık yarısı Fransa, Almanya ve İtalya'ya giderken, Türkiye, kendi ürettiği ürünün tüketiminde bu ülkelerin gerisinde kalıyor.

Türkiye'nin en değerli tarım ürünleri arasında yer alan kuru incirde ihracat sezonunun başlayacağı 25 Eylül öncesi hazırlıklar sürüyor. Aydın ve İzmir'de 350-700 metre arasındaki rakımlarda bulunan incir ağaçlarında olgunlaşarak Ağustos ayının son haftasından itibaren kendiliğinden yere dökülmeye başlayan incirler, toprakta fazla tutulmadan üretici tarafından toplanarak kerevet ağlarında seriliyor. 

Ürünün deforme olması riski nedeniyle mümkün olduğu kadar daldan koparmadan yere düşmesi beklenen incirler, kurutma işlemi sonrası tüccarlar tarafından alınarak işleme tesislerine yönlendiriliyor. Nemi sevmeyen bir ürün olan incirin, rakım yükseldikçe rüzgarların artması ve sağlıklı kuruması nedeniyle kalitesi yükseliyor.

Aydın'da ovada bulunan ağaçlardaki ürünler yaş olarak değerlendirilirken dağ köyleri kuru incir üretiyor. 35 bine yakın ailenin üretim yaptığı, bir o kadar ailenin de toplama, işleme ve nakliyesinde çalıştığı tahmin edilen kuru incirde üretimin yüzde 90'ı ihracata gidiyor. 

Üretici bu yıl iyi kalite bir ürünü kilogramı 4-4,5 liradan tüccara satabiliyor. Tüccarın işleme tesislerine getirdiği ürünler, ön inceleme sonrası içindeki kurt ve böceklerden arındırılması için ilaçlama tanklarına alınıyor. Buradan çıkan incirin içindeki yırtık, ezik ve çürükler ayıklanarak aflatoksin ayrıştırma odasına gönderiliyor.

Doğal bir küf türünün oluşturduğu aflatoksinin kanserojen etkisi nedeniyle hassas bir ayrıştırma işlemine tabi tutulan incir, paketlemeye kadar giden tüm aşamalarda kontrol ediliyor. Bu kontrol aşamaları içinde en önemlisi olan aflatoksin ayrıştırma odasında, aflatoksinin meyve üzerinde yarattığı değişimin normal ışıkta görülememesi nedeniyle tamamen karanlık bir salonda çalışan kadın işçiler, mor ışıkların altında ürünleri tek tek inceleyerek parlak sarı veya yeşil lekeler arıyor.

Buradaki ayıklama işleminin ardından boylarına göre ayrılan ürünler, yıkanarak ambalajlanıyor. Pazar taleplerine göre çeşitli şekillerde ambalajlanan incirin en ilginç ambalaj yöntemi ise "bağlama". Hindistan'dan ithal edilen rafya adı verilen palmiye ağacı kaynaklı doğal iplerle saplarından sıra sıra bağlanan incirler, kutulara diziliyor. İpe dizilen incirlerin otantik bir görünüme sahip olması nedeniyle Avrupalı tüketicilerin ilgisini çektiği belirtiliyor.

Noel sofralarına gidiyor

Ege Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı ve en büyük incir ihracatçısı olan Gabay Dış Tİcaret A.Ş'nin başkanı Menaşe Gabay, Köşk ilçesindeki işleme tesisinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, pek çok ülkede incir ağacı bulunmasına rağmen en kaliteli incirin Aydın'da yetiştiğini, rakibi olmayan Türkiye'nin bu konuda pazarın belirleyicisi konumunda olduğunu belirtti.

İncirin Anadolu'nun en eski ihracat ürünleri arasında yer aldığını, dış ticaretteki önemini gün geçtikçe artırdığını kaydeden Gabay, ağaç sayısı, üretim ve ihracat rakamları itibarıyla yıllardır aynı standartta devam eden sektörün son yıllarda dünya talebinin artmasıyla canlanmaya başladığını ifade etti.

Türkiye'nin bu yıl 62 bin ton üretim yapacağını, geçen yıldan stok tutulan 4 bin ton ürünle birlikte 66 bin ton ürünün 60 bin tonunun ihraç edileceğini anlatan Gabay, 6 bin tonun ise iç tüketimde değerlendirileceğini açıkladı.

İhracatta en önemli pazarların Avrupa ülkeleri olduğunu, bu ülkelerde incirin belli bir tüketim alışkanlığının bulunduğunu belirten Gabay, şunları söyledi  :

"İncir, üç semavi dinde de kutsal sayılan bir meyve. Üç dinin bayramlarında da sofralarda bulundurulması gereken bir ürün. Bu nedenle Avrupa ülkeleri geleneksel olarak incir tüketiyor. Özellikle Noel öncesi satışlar yükselir. İncir, Noel sofralarının vazgeçilmezidir. Geçmişte Noel'e kadar yükselen satışlar, bu tarihten sonra düşerdi. Ancak son yıllarda hiç düşüş görülmüyor. Fransa, Almanya, İtalya ve Hollanda başta olmak üzere tüm Avrupa, sağlık ve enerji veren bu ürünü iyi tanıyor. Fransa'ya gönderilen incir miktarı 9 bin tonu buluyor. Almanya da 7-8 bin ton seviyesinde. Ancak topraklarında incir gibi çok değerli bir ürünü yetiştiren Türkiye, bu ülkeler kadar tüketemiyor. İncir, sevilen bir meyve olmasına rağmen kuru incirde satış noktası sorunu vardı. İnsanlar bu ürüne ulaşamıyordu. Son yıllarda hipermarketlerin çabalarıyla tüketimde önemli artışlar oldu. 10 sene önce yok denecek kadar olan iç tüketim bugün 6 bin ton seviyelerine geldi. Özellikle kentlerde iyi bir tüketim grafiği yakalandı. Tüketimin daha da artmasını umuyoruz  ."

"Kuru incir alırken nelere dikkat edilmeli ?" sorusu üzerine Gabay, 55 yıldır bu sektörde olduğunu, kaliteli bir inciri gözle belirlemenin kendisi için dahi zor olduğunu belirtti. İncirin ancak tüketildikten sonra kalitesinin kesin olarak anlaşılabileceğini ifade eden Gabay, elle yapılan incelemede görülebilecek ezik, yırtık veya kararma bulunan ürünlerin tercih edilmemesi gerektiğine dikkati çekti.

1228 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın