• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

'Fasulyeni kır, dizini kır, evinde otur gibi yağları alınmış tahakküm kurgusu.'

Aklından bir kadın tut.. Dünya kadınlar günü.

Uzayın tuhaf cisimleri. Kadının harekesi sadece kitapta üstün.. Kadını çiçeğe böceğe bağlayıp fırfırlı piknik tüpü varsayan bir Dünya'da kadınlar gününü kutlamak vıcık ve anlamsız. Önüne gelen Evlilik nasıl gidiyor diye soruyor.

Hah ha..Ütüyü fişte unutma hızım konuşma hızımdan düşük. Tencere kenarına başımı dayayıp dibi tutan bulgur taneleriyle daha az bakışıyorum. Çamaşır makinesine kafamı sokup şarkı söylemeyi azalttım artık kirlilere öncelik veriyorum. Bulaşık makinesine daha az huni yerleştiriyorum ya yedeği fazla olduğu için ya da külliyen delilik yaptım bilmiyorum. Elektirik süpürgesine artık bozuk para çekip ev kasası olarak kullanmıyorum mesela … Yani güzel gittiğini dalgaya vurup günlük kahkaha limitini aşıyorum işte.

 Peki düşüncelerim.. Parmaklarıma kas yaptıran o hiddetli klavye tuşundan fışkıran yazılarım. Benim anlamadığım kadın evlenince niye düşünce hicreti yaşasın! Niye değişsin fikirleri.. Şu aşağıdaki komşu paragrafta yazılanları kendimden ilham alarak yazmıyorum sayın akıllı.. Takva jürisi erkek kafası değişmediğine göre, kadını itaat idmancısı zanneden tayfa gündemden düşmediğine göre.. Hele ki kutsal kitapta kadın ayetlerini okuyup icraate gelince üşengeç adamlar derneği gözümüze sokulduğuna göre..   Ayrıca Dünya kadınlar günü de umurumda değil. Böyle bir gün de, kadının istemsiz acziyetinden faydalanıp müsamereye bağlayanların fikri olmalı.

Nedense Dindar kadının ev trafiğinin kurallarını erkek yazınca daha bir takva oluyoruz. Dindarlık jüriye bağlanmış. İffet ölçer, afet savar, ama evde. Adalet, gelmeye nerden başlayayım diye sorsaydı evden başla derdim. Evlerimizden. Böylelikle Adalet kaleminin çorba kaşığı olmadığını anlayabilirdik.

Bu yazıyı yazarken beyin ambarından gelen sol lob erkek ahkamının kesif kokusundan bayılarak yazıyorum. Evimdeki kadın ağır olsun, iffetli olsun, akşam menüsü ayağıma gelsin diyen çoğunluğun arasından korsan yazarak sıyrılmaya çalışıyorum.

Dindarlığı duvar arası press olup sessizleşmek içe çekilmek boyun eğmek olarak algılamak ne acı?

Gülünç! Bu zihniyetin altında bön bön durup zihin ekşiten bir algı var aslında o da şu “ Fasulyeni kır, dizini kır, evinde otur gibi yağları alınmış tahakküm kurgusu.

Etraf, kadına küçük ilahlık yaparak sadece ev dekoruna cila çektirecek tüpten fışkırmış eksik etek macunu seviyesinde ahkâm kesen erkeklerle dolu!

Geyik aynı yerde zıplayıp duruyor “Kapitalist piyasa kadını sömürü nesnesi yaptı vah vah! Kim için yaptı acaba 32 dişine istediği macunu çeken tüpçü erkek zihniyeti için olmasın sakın!

Patronu da amiri de müdürü de erkek olan diyorsunuz da kadının patron amir müdür olmasını hangi bedevi erkek geni hazmetmiş ki.. Kadın pergeldir bir ayağı sabit evindedir deyip ikinci ayağına da ahkâm kesen bu zihniyet yıllardır aynı salatanın üzerine ot bezeyerek aynı cümlelerle üste çıkma sporundan vazgeçmedi.

Çoğu kadın depresyon sergisinde ücretsiz manken gibi özgürlüğünü denek olarak kullandırıyor, çoğu hapı yutmuş hatun yığını, çoğu panik atak olup dışarıdan parça parça nefes kesiyor.

Erkek oturduğu yerden  bilgisayar başında okey oynayıp tavla da cazırdamayı bile eve ekmek getiren aslan benim kıvamında kadına yutturuyor.. Bırakın bu kapitalist düzenin açığıyla pehlivanlığınıza kök söktürmeyi.

Elimin altında evimin üstünde her daim bir kadın yedeği bulunsun eve gidince çorba ısısını düzenleyecek bebek gazını evde genleştirecek bir kadın olsun da ne olursa olsun mantığı işte...

Esra Elönü

463 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın