• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Son yüzyıl, Müslümanların bir varlık yokluk mücadelesi içine girdikleri yüzyıl

“Son yüzyıl, Müslümanların bir varlık yokluk mücadelesi içine girdikleri yüzyıl olmuştur…”
Diyanet İşleri Başkanlığının üç gün sürecek ‘Merkez Birimleri İstişare Toplantısı’ Afyonkarahisar’da başladı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla gerçekleşen toplantıda, tüm birim amirleri üç gün boyunca Diyanet İşleri Başkanlığının hizmetlerinin değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik hizmet planlamalarının yapılması konularını masaya yatıracak.
Diyanet İşleri Başkanlığının merkez teşkilatında görev yapan tüm üst düzey yöneticilerin ve birim amirlerinin katıldığı toplantının açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, son yüzyılda İslam dünyasının kendini aradığını kaydederek, “İslam dünyası kendisini arıyor. 1915 ile 2015 arasında geçen 100 yıl, Müslümanların bir varlık yokluk mücadelesi içine girdikleri yüzyıl olmuştur” dedi.
Son yüzyılın İslam dünyası için en zor yüzyıl olduğunu ifade eden Başkan Görmez’in konuşmasından önemli satırbaşları şöyle;
“Son yüzyıl, Müslümanların bir varlık yokluk mücadelesi içine girdikleri yüzyıl olmuştur.”
Bugün bu toplantıda öncelikle şunu ifade etmek istiyorum. İslam dünyası kendisini arıyor. 1915 ile 2015 arasında geçen 100 yıl, Müslümanların bir varlık yokluk mücadelesi içine girdikleri yüzyıl olmuştur. Müslümanların en zor yüzyılı diyebiliriz. Biz bütün çalışmalarımızı yaparken bir taraftan da Türkiye’deki, İslam dünyasındaki ve dünyadaki gelişmeleri takip etmekle mükellefiz. Takip etmediğimiz takdirde hizmetlerimizi planlamamız mümkün olmaz.
“Önümüzdeki yıllarda Türkiye’de ve dünyada İslam, en önemli gündem maddesi olmaya devam edecektir…”
Yüzyıl içinde yaşananlara baktığımız zaman siyasi ve sosyal gelişmeler Müslümanları daha çok egemen olmaktan uzaklaştırmıştır. Son yüzyıldaki bütün gelişmeler Müslümanların aleyhine tecelli etmiştir. İşgaller, istibdatlar, istilalar Müslüman varlıkları baskı altına almıştır. 2015’ten sonra İslam dünyasının geleceğiyle ilgili bir öngörüde bulunmak gerekirse doğrusu Müslümanlar ve İslam gerçeği artarak konuşulmaya devam edecektir. Türkiye’de ve dünyada İslam en önemli gündem maddesi olmaya devam edecektir. Bu bizim işimizi zorlaştıracak ve daha büyük hazırlık yapmamızı gerektirecek bir durumdur. Bu duruma hazır olmak gerekir.
“Her zevalin bir kemali vardır…”
Önümüzdeki yıllarda Müslüman coğrafyasında iç çatışmaların azalması ve barış girişimlerinin başlaması hızlanacaktır. Her zevalin bir kemali vardır. Cuma günü Yemen’de bir camide 100’ü aşkın insan katledildi. Her gün yüzlerce Müslüman yüzlerce Müslümanı katlediyor. Büyük bir ıstırapla bunları takip ediyoruz. Mezhep çatışmalarıyla ilgili ciddi inisiyatiflerin alınmaya başladığı dönem olacaktır. Bölgede iç çatışmaları durdurmaya yönelik çabalar artacaktır. Birlikte yaşama ahlakı ve hukuku üzerinde bütün Müslümanlar yeniden duracaktır. Bu yüzden bizim bu yıl Kutlu Doğum Haftası temamız ‘Birlikte Yaşama Ahlakı ve Hukuku’ olmuştur.
“Avrupa’da İslam birinci gündem maddesi olmaya devam edecektir…”
Avrupa’da İslam birinci gündem maddesi olmaya devam edecektir. İslamofobi karşısında etkin çalışmaların yapılacağı dönem olacaktır önümüzdeki dönem.
Diyanet İşleri Başkanlığının son yıllarda evrensel bir iyilik hareketine dönüştüğünü kaydederek, hizmet kalitesinin de bu anlayış çerçevesinde şekillenmesi gerektiğini vurguladı. Diyanet’in hem yurtiçinde hem de yurtdışında birçok hizmeti yürüttüğünü belirten Başkan Görmez, din hizmeti yürüten bir kurumun toplumun sosyal sorunlarına ilgisiz kalmasının mümkün olamayacağını söyledi.
“Toplumun sosyal sorunlarına ilgi duymayan bir kurumun din hizmeti icra etmesi mümkün değildir…”
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak toplumsal sorumluluk alanımızı genişlettik. Ulusal ve uluslararası çapta hizmetler oldukça arttı. Kimsesiz çocuklar, sokak çocukları, mahkûmlar, doğal felaketler, bakıma muhtaç insanlar, insani yardımlar… Bunlar din hizmeti yürüten kurumun olmazsa olmazı arasındadır. Toplumun sosyal sorunlarına ilgi duymayan bir kurumun din hizmeti icra etmesi mümkün değildir. Son yıllarda Diyanet’in bir iyilik hareketine dönüşmesi son derece önem arz ediyor. İslam toplumlarının bu ülkeye bağladığı umutları gördüğümüz zaman bizim nefes almadan çalışmamız gerektiği bir kez daha ortaya çıkıyor.
“Diyanet olarak iyiliğin egemen kılınması gibi toplumsal vazifelerimizi ne kadar yapabildiğimiz üzerinde durmamız gerekiyor…”
Diyanet İşleri Başkanlığının bütün hizmetlerini üç kategoride ele alabiliriz. İbadetlere yaptığımız rehberlik, cami içi hizmetler, hac ve umre hizmetleri gibi hizmetler bireysel kategoride yaptığımız hizmetlerdir. İyiliğin egemen kılınması, toplumda marufu egemen kılmaya çalışmak gibi toplumsal vazifelerimizi ne kadar yapabildiğimiz üzerinde durmamız gerekiyor. Ümmet kategorisinde, İslam kardeşliğini pekiştirme noktasında yaptıklarımız ve yapacaklarımızda üçüncü hizmet kategorimizdir.
Konuşmasının sonunda Başkan Görmez, toplantının hayırlara vesile olmasını niyaz ederek, asla unutulmaması gerekenin, bütün çalışmaların gayesinin rızâ-i bariye uygun olması olduğunu hatırlattı.


197 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın