• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Fransa'daki OHAL'e bazı STK'lardan eleştiri.

Le Parisien gazetesinin yaptığı bir ankete göre Fransızların yüzde 84'ü "güvenlik için özgürlüklerin kısıtlanmasına" destek veriyor gözükmesine karşın Fransa halkının geçmişte önemli bir olağanüstü hal tecrübesi bulunmuyor. 1955'te çıkartılan kararname ile uygulanmaya başlanan olağanüstü hal uygulaması ilk kez o dönem Fransız işgali altında bulunan Cezayir'de hayata geçirilmiş, yine aynı bölgede 1958 ve 1961'de tekrar yürürlüğe konmuştu.

 13 Kasım terör olayları sonrası ilan edilen olağanüstü hal ilk kez Fransa toprağının tamamında geçerli olmasıyla dikkati çekiyor. Hükümetin teklifi doğrultusunda kapsamı genişletilmesi planlanan olağanüstü hal, polise kanıt olmaksızın makul şüpheye dayanarak arama yapma hakkı tanıyor.

 Yeni olağanüstü hal yasa tasarısı aynı zamanda kamu güvenliğini tehdit ettiği düşünülen kişilerin ev hapsinde tutulmasını, bu kişilerin etraflarıyla iletişiminin kesilmesini öngörüyor. Terör propagandası yapan internet siteleri ve sosyal medya ağlarının kapatılması da öngörülen önlemler arasında yer alıyor.

Saldırılar sonrası düzenlenen polis operasyonları da büyüklükleri açısından Fransa güvenlik tarihinde ilklere sebep oldu. Yalnızca Paris'in banliyösü Saint-Denis'de düzenlenen baskında polis 5 bine yakın mermi kullanırken ülke genelinde toplam 115 bin polis ve asker güvenliğin sağlanması için seferber edilmiş durumda.

 Güvenlik önlemlerinin en üst düzeye çıkartıldığı Paris'te ise Sacre Coeur Bazilikası ve Eyfel Kulesi gibi turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği yerler asker ve polisin ortak koruması altına alınırken, süpermarket, restoran ve kamu binalarının girişinde de çanta kontrolü yapılıyor.

Fransa'da Hükümetin olağanüstü hali uygulama şekli ve polis operasyonları başta insan hakları kuruluşları olmak üzere yargı ve sivil toplum tarafından "özgürlükleri kısıtladığı" gerekçesiyle eleştiriliyor.

 Olağanüstü hal kararına ilk tepki veren kurumlardan Fransa Sulh Hakimleri Sendikası'ndan yapılan yazılı açıklamada, "demokratik ilkelerden uzaklaşıldığı" yönünde bir yorumda bulunulmuştu. Açıklamada, olağanüstü halin polisin gücünü "tehlikeli biçimde arttırdığı" savunularak, "Fransa'nın hukuk devletini bu şekilde askıya alarak her şeyini kaybedilir" değerlendirmesi yapılmıştı.

 İnsan Hakları Ligi adlı kuruluşun yayımladığı açıklamada da, yeni olağanüstü hal yasası ile polisin yalnızca makul şüpheyle arama yapma ve ev hapsi kararı almasının yanlış olacağı vurgulanarak, "Hükümete her tür sosyal faaliyete karışma hakkı doğuyor" ifadesi kullanıldı.

 Açıklamada, aynı zamanda olağanüstü hal aracılığıyla, "Devletin gücünün yargı koruması olmaksızın tehlikeli biçimde arttırıldığı" da savunuldu.

 Uluslararası Af Örgütü Fransa Şubesi de olağanüstü hal ve polis operasyonları konusunda benzer eleştirilerde bulundu. Örgütün Hukuki İşler Sorumlusu Jeanne Sulzer, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, anayasayla korunan hakların varlığına dikkati çekerek, "Olağanüstü hal, devleti tüm yaptıklarından muaf kılmaz" şeklinde konuştu.

 İnternet özgürlüğü savunucusu La Quadrature du Net adlı örgüt ise internet sitelerinin kapatılması ve derneklerin zorla dağıtılması önlemlerine karşı çıktı. Örgüt, yaptığı yazılı açıklamada, terör saldırılarının özgür değerleri hedef aldığının altını çizerek, hükümetin özgürlükleri kısıtlama kararını destekleyen siyasi partilerin "kendi savunduklarıyla çeliştiği" yorumunda bulunuldu.

 Fransa Ulusal Meclisi'nde dün görüşülen olağanüstü hal yasa tasarısına "hayır" oyu veren Sosyalist Parti milletvekili Pouria Amirshahi ise, Le Monde gazetesi için kaleme aldığı bir makalede, devletin polisi güçlendirmekle radikalleşen gençleri kazanamayacağına vurgu yaparak, banliyölerde eğitim sisteminin ve kamu politikalarının iyileştirilmesi çağrısında bulundu.



253 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın