• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis

Paris’teki milli kütüphane Türkçe konuşuyor.

Paris’teki milli kütüphane BnF, Fransa’nın gururudur. Bu kütüphanedeki Türkçe elyazmalarının ve basılı eserlerinin sorumlusu, İstanbullu Sara Yontan Hanım ile geçmişi asırlar öncesine dayanan Türk koleksiyonları üzerine konuştuk. Nasreddin Hoca’nın camide ‘münasebetsiz’ bir tavrını konu eden bir fıkrasından dolayı piyasadan hemen geri çekilen bir Boratav çalışmasından, Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransız Kralı I. François’a yazdığı mektuba 1600’lerin Türkçe’sini Latin harflerine aktararak belki de Atatürk’ten önce ‘kendi çapında’ harf inkılabını gerçekleştirmiş Antoine Galland’dan, Fransa’dan İstanbul’a Türkçe öğrenmeye gelmiş ‘Diloğlanları’na yok yok!

Türkçe koleksiyonumuzun çekirdeğini oluşturan 150 kadar elyazması, 17. yüzyılda iki özel kütüphanenin kurum tarafından satın alınışıyla oluyor. O zamanlar her saygıdeğer aydının evinde, dili bilsin bilmesin, ki genellikle bilmezlerdi, Arapça, Türkçe eserler bulunurdu. Bir sonraki yüzyılda ise resmi kraliyet talimatlarıyla Yakındoğu’dan kitap almak üzere elçiler gönderiliyor Fransa’dan Osmanlı’ya… Türkçe kitaplar bunların arasında.
Matbu eserler ise Osmanlı’daki ilk Arap harfli matbaa faaliyetinden, yani 1729’dan itibaren bir anlaşmayla giriyor BnF’ye. Babası Mehmet Çelebi’ye Fransa’da geçici sefirlik ziyaretinde eşlik eden ve daha sonra aynı görevi kalıcı olarak gerçekleştiren Said Efendi, babasıyla o zaman adı ‘Kraliyet Kütüphanesi’ olan BnF’ye gelmiş. Said Efendi, bu kütüphanenin başkanı, o zamanki unvanıyla ‘kralın kütüphanecisi’ Bignon’la görüşüyor ve muhtemelen Osmanlı’da matbaanın başlayacağından söz ediyor. Zaten o ara bu türden bir proje için hazırlar Osmanlı’da. Said Efendi İstanbul’a döndüğünde Türkçe dizen bir matbaa nihayet faaliyete başlıyor. Bugün arşivlerimizde bulunan ve “Bundan sonra basacağımız tüm kitaplardan size birer nüsha takdim edeceğiz” diyen bir mektup gönderiyor Bignon’a, Said. Böylelikle Müteferrika Matbaası’nda basılmış ilk 17 kitap, hatta ikişer nüsha halinde kütüphaneye girmiş oluyor. Matbu koleksiyonumuzun çekirdeği de bu kitaplar.

Bir sözlük. Zaten sadece din dışı şeylerin basılması şartı vardı; sözlük, dil, tarih, coğrafya… Yani İslam dinine dokunmak yok. Onlar güzel yazıyla, hatla yazılmaya devam ediliyor. Matbaa Osmanlı İmparatorlugu’nda çoktandır kullanılıyordu, zira İspanya’dan kaçan Yahudiler beraberlerinde hem aletleri hem de mesleği getirmişlerdi. 15. asrın sonunda Osmanlı İmparatorluğu’nda İbrani alfabesi ile kitaplar basılıyordu. Sonra diğer dini azınlıklar, Ermeniler, Rumlar da kitap basıyorlardı Osmanlı topraklarında.
 Peki İslami ortam niye direniyor iki yüz yılı aşkın bir süre? Bu konuda teoriler çok. Bugünlerde teknoloji tarihini ‘batıya göre’ değerlendirmek çok aykırı bulunduğundan, “Niye geç geldi?” demekten ziyade, “Zamanı gelmemişti de ondan” diyenler rağbette! Kesin olan, matbu kitap için ‘çirkin’ ya da ‘adi kitap’ denmesi. Gerçekten de âlâ bir hattatın elinden çıkma bir kitap, karşılaştırma kaldırmaz estetikte olmuş hep; her ne kadar elyazması çok sıradan kitaplar da üretilmişse de... Her halükarda İslami içerikte olanlar hep çok büyük özenle hazırlanmış. Matbaanın Türkçe kitap basması, dini bunun dışında bırakmak şartıyla olmuş kısacası.

İşin en enteresan tarafı da bu! Gutenberg Matbaası kurulduğunda en çok basılan kitap İncil oluyor, “Ne kadar dağıtabilirsek o kadar iyi” düşüncesiyle. İslam’da ise tam tersi, Kur’an matbaada basılmıyor. Müteferrika’dan sonra bir ara matbaa kapanıyor, yasak konuyor, sonra tekrar başlıyor. 19. asırda bu kez çok faal oluyor ve birçok matbaa kuruluyor. Ermenilerin Türkçe kitap tarihine katkısı çok büyük oluyor bu arada.
Bir de litografi, yani taşbasmalar var. Bu teknik, Osmanlı’ya iki Fransız kardeş sayesinde, Batı’da uygulanmaya başladığı devirde ulaşıyor. Yani gecikme yok! Taşbaskı, elyazması kitaba daha yakın. Daha önce kalıbı çıkmış bir seri harfi dizerek değil, elyazısıyla yazıp onu basıyorsunuz.
19. yüzyılda en çok basılan kitaplardan biri, ‘Risale-i Birgivi’ oluyor. Askerlerin ceplerinde taşıyabilecekleri boyda olanlar bile var. ‘Türkçe ilmihal’ diye bilinir. Dini alanda da kitap basma gereği duyulmuş demek artık.

Daha önce söyledigim gibi, ilk 150 eser özel kütüphanelerin satın alınışıyla giriyor. Bir de sefir olarak ya da başka görevlerle Osmanlı İmparatorluğu’na gitmiş kişilerin topladığı kitaplar var. Amaç öncelikle Türkçe kitap almak değilse de bulundukları yer sayesinde Türkçe ile de ilgileniyorlar. Özellikle Katip Çelebi’nin bibliyografik eseri ‘Keşfi’z-Zünun’ sayesinde benim bugün yaptığım işi yapıyorlar, yani seçip alıyorlar. Bazısı Türkçe bilmiyor belki ama biliyor ki, şu şu adamın kitabı çok önemli.
Geçenlerde sunumunu da yaptığım böyle çok ilginç biri var. 17. asırda Türkiye’de uzun seneler bulunmuş meşhur Antoine Galland. Onun günlüklerinde okuduğumuz bilgiler bu açıdan çok önemli. Bilimadamı Hezarfen Hüseyin Efendi o sıralar bir tarih kitabı yazıyor. Osmanlı’daki Avrupai çevreler, sefirler vs. bu adama çok değer veriyor. Fransız sefiri ona hediyeler sunuyor, davet ediyor, Hezarfen Hüseyin de yazdığı son kitabını sefire hediye ediyor. Sefir Türkçe bilmiyor ama Türkçe bilenler var etrafında. Koleksiyonlarımızda bu kitap var ama olan nüsha o olmayabilir, araştırıyoruz.
SARA YONTAN KİMDİR?
Robert Kolej’den sonra İsrail’de İngiliz ve Amerikan edebiyatı okuyan Sara Yontan, dilbilim üzerine yaptığı master eğitiminden sonra, 1980’de Fransız eşiyle Paris’e gelmiş. Paris’te ikinci masterini da dilbilim üzerine yapan ve eğitimi sırasında Fransız Türkolog Louis Bazin ile çalışan Yontan, bir Amerikan yayınevinde çalıştıktan sonra Fransa’nın ulusal araştırma kurumu CNRS’e bağlı Türk Etüdleri Enstitüsü’nün (Institut d’Etudes Turques) kütüphanesinde işe başlamış. Beş yıllık tecrübesinden sonra, bir ilan üzerine Fransa Milli Kütüphanesi BnF’e, enstitüdeki şefinin teşvikiyle başvurmuş. 23 yıldır BNF’te görev yapan Sara Yontan, bugün kurumun Türk koleksiyonları sorumlusu.


Radikal



178 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın