Fransa'dan tatile geldiği sırada 15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Saraçhane Parkı'nda yaralanan gurbetçi Mahsun Göl, "Televizyonda Cumhurbaşkanımızın çağrısını görünce aklıma hemen 28 Şubat’lar, daha önceki darbeler geldi. Annemle helalleşip kardeşimle beraber sokağa çıktık. Yarın ülkemde aynı şey olsa hiç gözümü kırpmadan, hiç düşünmeden, bu kez koşarak gideceğimden şüpheniz olmasın." dedi. Gurbetçi Göl, darbe girişimi sonrasındaki ilk tedavisinin ardından Fransa’ya döndü. Strazburg şehrinde kuru temizleme ve terzilik işiyle uğraşan Göl, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Fransa’da 4 günlük tatili fırsat bilerek 14 Temmuz günü İstanbul’a gittiğini ve evinin Fatih’te olduğunu söyledi.Göl, "Büyükşehir Belediyesi’nin hemen önünde oturuyorum, televizyonda Cumhurbaşkanımızın çağrısını görünce aklıma hemen 28 Şubat’lar, daha önceki darbeler geldi. Annemle helalleşip kardeşimle beraber sokağa çıktık. Oraya gittiğimizde 15 kişi vardı, daha sonra insanlar gelmeye başladı, tekbirler getirmeye, asker kışlaya diye bağırmaya başladık." diye konuştu.
Göl, o anlarda aklında sadece "Memleket elden gidiyor" düşüncesinin olduğunu, kendilerini tank ve askeri araçların önüne attıklarını ve askerleri geri dönmeye ikna etmek için çaba gösterdiklerini dile getirdi.
Çevredeki herkesi darbe girişimine karşı durmaya çağırdığını, artan kalabalığın da asker ve rütbelileri ikna için çalıştığını kaydeden Göl, bu çabalarının sonuçsuz kaldığını, eli silahlı darbecilerle fiziki mücadeleye giriştiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beni bir Türk askerinin vurabileceğine, bana kıyabileceğine ihtimal bile vermiyordum. İki el ayaklarıma ateş etti, yanımdaki arkadaş orada şehit oldu. Oraya beraber gittiğimiz 15 kişiden beşi o anda şehit oldu. Araçtaki asker herkesi taramaya başladı, ben sadece ayaklarımdan yaralanmıştım ve durdurmak için kalkıp üstüne atladım, boğuşurken üç kurşun da diğer ayağıma isabet etti."
Göl, etrafta yaralıların olduğunu, bu durumda geri çekilmek için hamle yaparken ayaklarından vurulduğunu anladığını söyledi.
Yaklaşık yarım saat sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yanındaki bir hastaneye kaldırıldığını, daha sonra da Samatya Hastanesi’nde tedavisinin devam ettiğini aktaran gazi gurbetçi, Fransa’daki 5 çocuğu ve eşinin önce yaralandığından haberlerinin olmadığını ifade etti.
Göl, "Korkmasınlar diye söylememiştim, duymuşlar ve ağır şekilde yaralı olduğumu düşünmüşler, sonunda aradım ve sadece yaralandığımı, iyi olduğumu söyledim." dedi.
O geceki kurşun sesleri ve uçakların alçak uçuşu yüzünden işitme sorunu yaşadığını belirten Göl, doktorların bu durumun üç ay devam edeceğini söylediğini, tedavisinin Fransa’da süreceğini, üç ay sonra ameliyata girip ayak ve kolundaki kurşun ve şarapnel parçalarının çıkarılacağını kaydetti.
- "Hiç tanımadığım insanlar da ziyaretime geldi"
Fransa’ya döndükten sonra evine ve iş yerine birçok kurum ve dernekten ziyaretçilerin geldiğini, geçmiş olsun dilekleriyle Türkiye’de yaşanan darbe girişimi hakkında sorular sorduklarını söyleyen Göl, "Herkese teşekkür ediyorum, ziyaretime sadece Türkler gelmedi, Cezayirli, Tunuslu, Mısırlı, Filistinli hiç tanımadığım insanlar da ziyaretime geldi. Bu bana çok mutluluk verdi." diye konuştu.
Uzun yıllar Fransa’da yaşadığını, buna rağmen Türkiye’nin gündemini ve gelişmeleri yakından takip ettiğini dile getiren Göl, son dönemde her alanda meydana gelen gelişmelerden gurur duyan biri olduğunu, müşterilerine ülkesinden bahsederken gururlandığını anlatarak, "Yarın ülkemde aynı şey olsa hiç gözümü kırpmadan, hiç düşünmeden, bu kez koşarak gideceğimden şüpheniz olmasın. Her şey vatan için, memleketimiz için, aynı zamanda da sevgili Reisimiz için." dedi.
Göl, darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tavrından çok etkilendiğini, hastanede gözlerini açtığında Erdoğan’ı Atatürk Havalimanı'nda konuşurken görünce çok mutlu olduğunu aktardı.
Mahsun Göl, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da cesaretinden dolayı teşekkür etti.
Strazburg’daki işyerinde ziyarete gelenlere o gecenin havasını yansıtmaya çalışan Göl, Türk milletinin tüm dünyaya çok önemli ders verdiğini belirterek, sadece inanç ve üstün cesaret ile tank ve silahların karşısında durulabileceğini anımsattı.