07-11-2017
Medyaparis haber Merkezi


Paris'i ziyaret eden Japonlar hasta oluyor.

Psikoloji literatüründe tanımlanmış en ilginç rahatsızlıklardan biri kuşkusuz ki  Paris Sendromu. Kabaca büyük beklentiler karşısında tatmin olmayan kişinin yaşadığı hayal kırıklığı olarak tanımlanabilecek bu sendrom ismini,  Paris'e gelen  Japon turistlerden almış.

HALÜSİNASYON, TAŞİKARDİ, BAŞ DÖNMESİ...

Paris'i gezmeye giden turistlerde görülen bu sendrom ilk olarak 1986 yılında bir  Japon profesör tarafından tanımlanmış. Bu geçici rahatsızlığa yakalananlarda halüsinasyon, taşikardi, terleme, kaygı, baş dönmesi, kendine ve ortama yabancılaşma gibi semptomlar görülüyor.

PARİS'TEN BÜYÜK BEKLENTİLER

Bu sendromun Japonlarda görülüyor olmasının sebepleri arasında uzun ve yorucu uçuşun getirdikleri, yaşanan jetlag, yolculuk stresi gibi durumların yanı sıra yeni bir ortama girilmesi ve buranın çok farklı bir kültür olmasıyla birleşmesi var. Bunun üzerine de Japonların  Paris ile ilgili güçlü beklentileri de eklenince ciddi sayılabilecek düzeyde  Japon vatandaş bu sendromdan etkileniyor.

BÜYÜKELÇİLİK DESTEK VERİYOR

İngiliz psikolog Dr. Nicolas Geeraert seyahatin tek başına böyle bir sendromu yaratamayacağını ancak bu kültür şokunun ve karşılanmayan beklentilerin bardağı taşıran son damla olabileceğini söylüyor.

Bu sendroma genelde 30'lu yaşlarında, ilk defa yurtdışına çıkmış  Japon kadınlar yakalanıyor. Her yıl 15-20 kişinin yakalandığı bu durum için  Japonya'nın  Paris Büyükelçiliğinde günün 24 saati destek veren bir birim mevcut.

BEKLEDİKLERİ GİBİ ÇIKMIYOR

Neden  Paris sorusunun cevabı ise çok çeşitli.  Japonya'da medyanın  Paris'i rüya şehir olarak lanse etmesi, sokaklarının parfüm koktuğu, insanlarının çok kibar ve yardımsever olduğu, her köşesine aşkın ve romantizmin sindiği  Paris simgesi Japonların hafızasına kazınıyor. Huzurlu, eğlenceli ve bir sanat eseri gibi bulmayı bekledikleri  Paris'i gördüklerinde aslında hiç de öyle olmadığını gören bazı turistler büyük hayal kırıklıkları yaşayabiliyor. Bunun üzerine birbirinden çok farklı, telaffuzu güç iki dilin çakışması, kişinin kendini çok başka bir kültürün ortasında izole bir şekilde savunmasız bulması gibi sebepler de bu sendromu tetikliyor.

KENDİLİĞİNDEN GEÇİYOR

Depresyona giren turistlerin kendi ülkelerine döndükten sonra rahatladığı ve çoğunlukla bu durumdan kendi başlarına kurtuldukları biliniyor.

Yeteri kadar paranız yoksa  Paris o kadar da mükemmel bir şehir değil. Aynı dünyanın diğer yerleri gibi.  Paris metrosundaki kötü koku, kirli ve tehlikeli arka sokaklar, pek de kibar olmayan halk ve her şeyin çok çok pahalı olması ile hayalleri arasında derin bir uçurum yaşayan hassas Japonların bu sendroma yakalanması çok da sürpriz değil.