Olurmu dersiniz !?
Biribirlerine yapacakları ayak oyunlarıyla üstünlük sağlamaya çalışıp kontrol ve yönetmeye yönlendirmeye çalışırken!
Duygusal değil de gerçekçi olarak bunu şöyle düşünelim. Elbette ki güçlü olan galip gelecektir. Akıl strateji çok önemi ve duygusal (aklınız) debiniz de tabii. Tarih tekerrürden ibaret derler bu bir benzetme neticede. Ülkeler ve medeniyetler kendi inanç kendi değer ve çıkarları gözetmek ve o doğrultu da hareket edip siyaset üretmek zorundadır.
Geçmişe bir dönün ve tarihe bir göz atın Yüzyıllar boyunca ne Avrupa Türkiyesiz ne Türkiye Avrupasız yapamamıştır olmayacaktır da. Tarihte bazen sıkı gibi görünen ilişkiler inşa edilmiş bazen ise bir daha açılmamacasına kapılar kapatılagelmiş. Bunu bir bilek güreşi gibi algılayın. Ya güreşirsiniz ya da el sıkışırsınız.
Güreşmesseniz "Zaten ben onu yenerdim" diye düşünürsünüz.
El sıkışmazsanız da herkesi düşman belleyip bir paronaya içerisinde ömür tüketirsiniz.
Hani derler ya mühür kimdeyse Süleyman odur. Ekonomiyi, Siyaseti, Potansiyel duyguları kim güzel yönetip yönlendirebiliyorsa gücü kim elinde bulundurabiliyor, kim kalplere hitap edebiliyor ise kazanan o olacaktır.
Küstüm konuşmam, ya da şeytan görsün yüzünü gibi tripler de tam bize göre iken, Kurgu, oyun, tezgah, oyalama, stratejik oyun ise tam batı zihniyetine göre.
Ne var ki, ikiside birbiri olmadan yapamaz. Ne tarih ne de coğrafya buna asla müsaade etmez etmeyecektir de.
Sadece bir toplumsal ego tatmini her ikisininkide.
Avrupa'da bir üstünlük kompleksi. Türkiye'de yeşeren Osmanlı algısı. (Farklı karşıt bir üstünlük kompleksi.)
Şunu da es geçmemek lazım. Toplumumuzun refleks tepki ve tavırları alışıla gelen standartlara pek uygun değil nedense. Bugüne kadar biline gelen Etki-Tepki kuramı her zaman aynı sonuçları vermiyor.
Kararsız parçacık (Higgs) misali Türk toplumu.
Çok ciddi meselelerde bazen kimseler ortalarda bulunmaz ilken. Bazende hiç umulmadık bir yerlerde olmadık zamanlarda destan yazabiliyor.
Kim ne derse desin hala arabesk ve duygusal toplumuz. Biraz mehter marşı, bir de topluma yön verebilecek kararlı lider tutabilene aşkolsun.
Aykırılıklar mı? O bizim ana karakterimiz.
Eğer bize bir kural konulmuş ise o kurallar yıkılmak çiğnenmek için konulmuştur.
Yoksa otobandan inek geçiren aykırı başka bir topluma zor rastlarsınız yeryüzünde. Ya da apartmanın çatısında inek besleyen.
Bir o kadar eleştirilecek yönleri olmasına rağmen, bu milletin ferasetine hayranım.
Ama unutulmamalı ki, o feraseti bu millete lütfeden de İslamın ta kendisi.
Ne buyurur alemlerin Rabbi;
"Gevşeklik etmeyin, mahzun olmayın
İnanıyorsanız üstünsünüz." (Al-i İmran 139)