• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis
Sizden Gelenler: 'Bayram'ın teması bu mu? Kendimizi mi kandırıyoruz acaba?'
Bayramınız mübarek olsun...
  Günümüz tabiri ile bazı düzenlerin karıştıramadığı huzur ve istikrarın hakim olduğu müslüman ülkelerinde bayram;
    çılgınca alışveriş yapılan, sınırsızca tatlı ve et yenen, kısmende olsa mecburiyetten akraba ve dost ziyaretleri yapılan ama bir o kadarda tatillere çıkarak kutlanan bir anlayışla geçmede.
     Huzurun olmadığı müslüman ülkelerinde zülüm altında, çılgınca bombalar altında, sınırsız işkenceler içinde, dostlarının ve kardeşlerinin kendilerinden habersizmiş gibi tavırları karşısında duygusal ve bir o kadarda mazlum olarak bayram geçiredursunlar.
    Yabancı ülkelerdeki müslüman azınlıklar, çalışmak zorunda olarak, kapitalizmin hakim olduğu, sınırsız itaat, bastırılmış duygular,  akraba ve dostluk ilkelerinin anlamını aradığı bir ortamda bayram geçiredursunlar.
   Bayramı bayram olarak geçirmek isteyenler;
    Adetler, gelenekler sizi bağımlı yapabilir,  bazı duyguları yaşamaktan mahrum olduğunuzu düşünebilirsiniz ....Ama yanılıyor da olabilirsiniz..., 
     Daha iki ay önce bayramlık almış insanların elbiseleri eskidi mi yırtık mı, hemen yenisini almak zorunda hissediyorlar kendilerini,  deli gibi alışverişteler. Ya da imkanı yokken kurban kesmeye alıştığı için, sırf elalem kesmedi diyecek diye kurbanlık derdine yollara düşenler.
    Evinde tatlı olmasa , (dipli kapılı) derin temizlik yapmasa, ziyeret eden olmaz mı .... Bu telaş ne için ? Allah için  mi ? 
       Bayram'ın teması bu mu? Kendimizi mi kandırıyoruz acaba ?... 
Bizi bağımlı yapan adetler güzel bile olsa,  Allah'ın bize sunduğu başka bir boyut yokmu onu arasak mı ? 
   Kaç gündür televizyonlarda radyolarda, alimlerimiz,  hocalar kurban'nın neden kesildiği, maksadı ve yapılması gerekenler hakkında detaylı bilgi vererek toplumu bilinçlendirmeye çalışıyorlar. 
   Neden hala aynı yerde sayıyoruz. Enam süresi 162 de Allah bizi uyarıp dururken.
    "Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.”
  Bizim ki kimin için ? 
   Allah'ın bizden istediği ''ET'' mi? 
    "  Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele." (Hac/37)
    Biz kime teslimiyet gösteriyoruz. Kime iman ediyoruz, ihlasımızı nereye pazarladık ?.
     Bayram için yapılan alışverişler Allah ikram edenleri sever, güzel giyinenleri sever diye mi  yapılıyor.
    O zaman bir yetimin oynayan çocuklara katılmayarak kenarda dışlanmasını gören, onu elinden tutarak  götürüp giyindiren sonra da oynayanların arasına  girmesini sağlayan Allah Rasulü (asm) Ramazan'da ayrı,  kurban bayramında ayrı, nişanda ayrı, düğünde ayrı, ocakta ayrı, şubatta ayrı, ....aynı elbiseyi giydi demesinler diye elbiseler mi yığarak mı yapmış bunu.
     Ya kurbanımız kurban mı bizim ? 
   Hz. ibrahimin oğlunu alıp götürmesine hiç sesini çıkarmayan, tek başına çölde küçük sabi bir çocukla yalnız bırakılan ve tek söz etmeyen Hacer validemizin teslimiyeti ? 
    "Bu bayram bayramlık mı aldın, herkes evini yeniledi !..., Sen bir iğne mi aldın !... Kurban bile kesemiyorsun ne biçim adamsın !.., pazara gidiyorum fileyi bile dolduramıyorum verdiğin para ile !...... diyen, Ayşeler ve Fatmalar,  
    Haftada bazende 15 günde ocakları yanan sadece arpa ekmeği yaparak karınlarını doyuran, annelerimiz Aişe ve diğerlerinin kurban ettikleri .....
     Henüz genç yaşta olan Hz. İsmailin imanı,
    "Allah neyi emretti ise onu yap baba.!" diyen teslimiyet,
    iman.....bizim gençlerimiz ......Gençlerimize sözümüz neden geçmiyor?  Hz. ibrahimin ihlası olmayınca, Hz. Hacer'in teslimiyeti bizde olmayınca, Hz. ismailin iman'ı bizim çocuklarımızda olacak mı sanıyoruz ?
    Aslında şaşı gözlü olmazsak,  Bayramı bayram yapar, kurbanı da kurban edebiliriz...
     Biz, uyarıcıların en sonuncusu , en şereflisi, en merhametlisi, en sevileni..... tüm en'leri kendinde toplamış Allah'ın sevdigi Rasulü habibi Hz Muhammed'in ümmetiyiz. Bize de ona ümmet olmak yakışır.
     Şeytana uşaklık etmekten, bize dayatılan bir yaşamdan  istifa etmeli, istisnasız gideceğimiz başka bir boyutta, "ümmeti, ümmeti" diye inleyen şefkatine, ihtiyacımız olan sevgili peygamberimize koşmalıyız....
   Henüz zamanımız varken.......
    Hayırlı Bayramlar.
  
850 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın