Sizden Gelenler
EN KÂRLI YATIRIM NEDİR ? Seçme hakki olmayan insan,
20/05/2013
Allah'ın insanoğluna verdiği onca nimete rağmen hala şükretmemesi hep
daha fazlasını talepetmesi anlaşılması çok manidar bir davranıştır.
Yaratılış olarak, yaratıcısına muhtaç olan ve her zaman bir beklenti ile
ona el açan kul, gereksiz şeyleri istemekle meşgulken, elindeki değerli şeyleri
kaçırdığının farkında bile değildir.
İnsan , Allah'ın dilemesi ile bir anne ve bir babanın nutfundan dünyaya
gelmektedir.Ne annesini, ne babasını seçmeden onların vesilesi ile Rabbinin
yaratması gereği geldiği bu dünyada bir çok nimetle karşılaşmakta ve yartıcısı
tarafından bir çok sınav geçirmektedir. Rabbi ona emanet olarak geçici bir
süreliğine can vermiştir , tek istediği onu yaratılış şeklini bozmadan, verdiği
ölçülerin dışına çıkmadan öğütlediği şekilde bu dünyada yaşaması ve sonunda
tutulan söz karşılığında vadedilen mükafata kavuşmasıdır. Bu ayetle de sabittir.
Bakara süresi 155 " Andolsun ki sizi biraz korku ve
açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri
müjdele." Seçme
hakkı omayan insan, bazen bir ilim erbabından, bazen bir çiftçiden, bazen bir
yazardan ,bazen bir işçiden , bazen bir çöpçüden vs vs dünyaya teşrif etmekte
ve verilen canın sorumluluğunu belli bir yaşta üzerine almaktadır.
Dünyaya eşit şartlarda gelmeyen insan, önce ebeveyn sorumlulugunda
sonradan ise kendine verilen iradesi ile yaşamını devam ettirmekle
sorumludur.Yani bir yaşa kadar ondan sorumlu olan anne ve babasıdır.İnsan
yetişmesi esnasında , anne ve babasının içinde bulunduğu yaşam tarzı, kültürü,
bilgisi , algısı ne ise belli bir yaşa kadar onunla yetişmektedir.İlim
meclisinde yetişen bir çocuk ile dağda çobanlık yaparak hayatını idame ettiren
bir babanın çocuğu aynı şartlarda aynı bilinç ve şuurda olması zor
görünmektedir.Aslında mümkündür fakat İstisnalar kaideyi bozmaz.Şu halde insana
verilen kadar alabiliyor belli bir yaşa kadar.Sonrasında ise kendi çaba ve
gayretleri sonucunda muvaffakiyet elde edebiliyor.Bunu peygamberimiz bir hadiste
şöyle belirtmiştir, " Her çocuk
müslüman doğar onu
annne ve babası mecusi veya hiristiyan yapar"
Bu hadise göre belli bir yaşa kadar mükellefiyeti üzerinde taşıyan
ebeveyndir.İnsan yetişmesinde birinci derecede sorumludur.Doğduğu andan
itibaren büyük bir titizlik isteyen bu ulvi görevi kendine görev saymayan annne
ve babalar, o kadar boş şeylerle uğraştığını ancak o nimet elinden sessizce
kayıp gittiğinde anlamaktadır.Altın nesil yetiştirdiği zaman kariyerinin
artmayacağını , çok kazanamayınca geleceğini heba olacağı kanısına düşmekte ve
asıl kazanacağı ahiret kariyerini ve kazancını elinin tersi ile
itelemektedir.Bu düşünce ilede ortaya öylesine yetişmiş nesiller çıkmakta ve
giderek insan yetişmesinde kayıplar olmaktadır.Günümüzde yaşam şartlarını da
dahil ettiğimizde bu görevin giderek gerektiği gibi yerine getirilmediği
görünmektedir.Yabancı ülkelerde ise bu can yakıcı bir sorun olarak karşımıza
çıkmaktadır.Dikkat çekmek istediğimiz konuda budur.
Dini ve kültürel alt yapısı farklı olan ülkelerde yetişen insan nesli
yaratılış gayesinin dışında hayat sürmeye doğru sürüklenmektedir. Bu nedenle
başta ailelere sonra da sivil toplum kuruluşlarına , cemaatlere büyük iş
düşmektedir. Zamanımız bilgi ve teknoloji çağıdır. Bu araçları kullanarak
çocukları eğitmek , bilgilendirmek va hayata hazırlamak zorundayız.
Çocuk eğitiminin en etkin zamanı 3-6 yaş arası olduğu piskologlar ve
alimler tarafından dile getirilmektedir.Üstelik üç yaş dönemi olumlu geçen
çocuğun ergenlik döneminide rahat atlatacağının tespiti yapılmıştır. .Özellikle
batı ülkelerinde anneyi çalışmaya iteleyen sistem çocuk eğitim yaşını 3 yaş
olarak belirlemiş ve doğumundan 3 yaşına kadar genellikle çocuğu ile ilgilenen
anne sonrasında okula ve kreşe bırakmak zorunda kalmıştır.Bu sistemde yetişen
çocuklarımızda zamanla farkında olmadan bilinçaltına işlenen bilgiler ve
kavramlarla kültür erezyonuna uğrayarak, belli bir yaşa gelince artık yerine
yenisini koymakta zorlanmaktadır. Bunu gözönünde tutarsak,ebeveynler
sorumluluğunu bilinçli bir şekilde yerine getirmek mecburiyetindedir.Bulunduğu
çevredeki sivil kurum, cemaat, cami vs yerlere talebde bulunurak çocuğuna sekiz
yaştan önce dini ve kültürel eğitim aldırma imkanına sahiptir.Bunu özellikle
yabancı piskologlar tavsiye etmektedirler.Çünkü ana dilini öğrenen çocuğun
ikinci dili daha iyi öğreneceği saptanmıştır.
Televizyon yolu ile bilinçaltına yerleştirme yapıldığını
duymuşsunuzdur.Bilen insanar uyarıyorlar yabancı kaynaklı cizgi filmlerde
çocuklara yönelik yirmi beşinci kare ve subliminal reklam olarak bilinçaltına
işlenen görüntüler mevcut.Sizde o görüntülerin yerine kendi kültürel
değerlerimize ait figürleri bilinçaltına işleyerek işe başlayabilirsiniz.Ayrıca
dört - beş yaşına gelmiş çocuklarınıza dini ve kültürel eğitim alması için
etrafınızdaki imkanları araştırabilirsiniz.
Allah' ın bize verdiği lutufları gözardı ederek sadece belli bir yaşa
kadar sevmek, sonrasında batılı ülkeler gibi olmuyor diyerek boşluğa
bırakıvermek veya evlendirerek başınızdan atmak yolunu seçtiğinizde size
verilen ulvi görevi suıstimal etmiş olursunuz. Sonuçlarınada her iki dünyada
karşılaşmak kaçınılmaz olur.
Çocuklara yapılan yatırım en karlı yatırımdır.Kazancı hem anneye, hem
babaya, hem topluma ve dünyaya yetecek kadar geniştir.Hatta diğer dünyaya
insanı taşır.Hazır üç aylarda girmişken ebeveyn olarak sorumluluğumun
neresindeyim diye bir ayna tutmak gerekliliğini hatırlatarak Hz ibrahimin duası
ile noktalıyoruz.Bakara süresi 128 ayeti kerime ; “Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.”
ESLEMUNNISA |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KARŞILIKSIZ İLİŞKİ BİÇİMİ - 21/11/2020 |
Kurtuluş,her ilişkide olduğu gibi yine iyi insan modelindedir |
İnsanlar dünyayı olduğu gibi değil, kendi oldukları gibi görürler... - 14/07/2020 |
Toplumlarda İyi insan,kötü insan tasvirleri vardır. Bu tasvirler,İnsanların davranışlarına ve |
ROLLERİN BÜYÜSÜNDE - 30/11/2019 |
Insan etraftan birinin rolünün sona erdiğini duyduğu zaman,şöyle bir irkilir. |
TARAFGİRLİK VE NEGATİF BAKIŞ. - 11/06/2019 |
Şu sosyal medya, bizi ne geliştiriyor, nede gündemsiz bırakıyor |
KİŞİLİĞİMİZ VE SOSYAL ETKİLEŞİMİ - 07/02/2019 |
Yaşamımızı birbiriyle içiçe geçmiş bir çok ilişkiler içerisinde geçiriyoruz. |
GERİDE KALAN İZLERDEN. - 22/10/2018 |
Bir yere bağlanmadan, bir tarihte gelip, bir tarihte başkasına devredilen,zor görevler vardır... |
BİR FARKINDALIK İÇİN - 13/09/2018 |
Kivi şileden, erik Polonya'dan,üzüm İspanyadan,salatalık Hollanda'dan, tomates Fas'tan, muz Martinik'den, incir Türkiye'den gelmişler. |
Çağımızın bilgi çağı, insanların ise dijital bir boyut kazandığı günümüzde. - 21/06/2018 |
İnsanın kendisi olması kadar güzel ne olabilirdi ki? |
COĞRAFYA KADER MİDİR ? - 10/06/2018 |
Yedi milyar insan, yedi milyar farklı yaşam,algı,düşünce,duygu.. |
Devamı |