• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/medyaparis
  • https://twitter.com/medyaparis
Sizden Gelenler
TÜRKİYE MOZAYİĞİNDE 'PARİS'
26/06/2017
Bu gün; 
 
Gündemimiz Ne Dünya ,
 
Ne Avrupa Birliği, 
 
Ne Fransa ekonomisi,
 
Nede Türkiye'deki siyaset günlüğü,
 
Tek bir niyet var tüm zihinlerde,
 
Ramazanın mükafatı 'BAYRAM,'
 
Kalplerin, huzurunda saygıyla eğildiği titrediği sevdiği Rabbiyle buluşma anı tüm farklı coğrafyaların aynı anda yaptığı esas duruşla yaydığı enerji yansımıştı bu gün simalara..... 
 
Aile dostlarımızla güzel bir kahvaltı sonrası bayramın serin akışına bıraktık kendimizi...
 
Ramazanda sahur iftar ve seher üçgeninde alışageldiğimiz uyku düzenimiz o gecede seyrinde devam etmesi ve gözlerimizin kapanma temayülleri hiç birimizi esir alamadı.
 
Bayram diliyle, güleryüzüyle, samimiyetiyle, sevgisiyle, saygısıyla, dostluğuyla, özverisiyle, aşkıyla gelmişti herzamanki ihtişamı ile...
 
Önce kalblerin inşası ve büyüklerin o eşsiz derinden gelen kabe muhabbetli dillerinden dualarını almak ellerini öpmek için o  küçücük yuvalarına konuk olmak gerekti .Onların öyle kocaman bir yürekleri vardı ki mekanları genişletmeye yetecek kadar büyük..
 
Uzun zamandır muhabbeti gönüllerimizde yer etmiş bir fırsat bulup gidemediğimiz bir kardeşimizin evine gitme teklifiyle bir anda orda  bulduk kendimizi
 
Ama ne buluştu......
 
Zile basıp kapının açılması,
 
arasında ne kadar zaman geçti bilmiyorum, hafızamda kalan tek şey güleryüz ve tebessümle kalbimizden ılık bir rüzgarın estiğiydi.
 
Zira telefon açmadan gitmiştik.
 
Bayram bile olsa büyükşehirlerde telefon açmadan gidemiyoruz. Aramızdaki mesafeler o kadar uzun ki evde bulamazsan geri dönmek zamanın eriyip gitmesine neden oluyor.
 
Trafik ise insana ayrı bir stres kaynağı.
 
Evin bahçesine geçtiğimizde bizi adeta dört mevsim karşıladı.
 
Yeşil sandalyeli mavi masa baharı,
 
Şemsiyeli şezlong minderli kanepe yazı,
 
Yerde, şark köşesi kışı,
 
Kahverengi minderli sedir, 
 
sonbaharı temsil etmişti. 
 
Bir köşe daha vardı orası her mevsimdi.
 
Ev sahiblerimizle bayramlaşma müsafahasından sonra bahar masasına oturduk, Öğrendik ki, her bayram bu evde pazıl yaşanırmış. Ne pazılı mı ?
 
Arka arkaya zilin çalmasıyla bizde ancak anlayabildik. Büyük Türkiye mozaiği imiş.
 
Bu mozaikte 
 
Kimler yoktu ki;
 
Ülkemizin temsilcileri önceliği insan olan, onlara değer veren, mütevazi, şahsiyet sahibi diplomatlarımız....
 
Kimse kusura bakmasın ama yeri gelmişken söyleyeyim 
 
Vatandaş "Monşer" diplomatlardan, halk ile arasına duvar örmüş, kendi halkına hizmet noktasında ikinci sınıf  muamelesi yapan, tabiri hoş görün saygı tapıcılığı yaptıran, iki kokteyl toplantıyla sıradan rutin ilişkilerini yürütmeyi şiar edinmiş kendi kültüründen çekinen şahsiyetlerden bıkmıştı ve herşeyin farkındaydı artık.
 
Değişen zamanın ve bunun bilincinde bir devlet ve devlet elçileri bu halkın hakkıydı. Hamdolsun ki artık herşey olması gerektiği gibiydi.
 
Artvinden, Hatay'a
 
Muğladan, Konya'ya
 
İzmirden, Urfa'ya...
 
Ülkenin dört köşesinden eğitime gelmiş geleceğin nadide parçaları..
 
Ve dahası.. 
 
Biraradaydı.
 
Tüm mevsim köşeleri doldu birden ve yayılan hava aynı merkezden geliyordu,
 
Derinden ve içten..
 
İmam gazali yıllar önce Kalblerin keşfi kitabını yazmıştı.
 
Bu gün ise;
 
Kalblerin gerçek keşfi yaşanıyordu. Kimsenin isminin önünde sıfatı engel teşkil etmeden saf ve arı bir halde...
 
Ev sahibi hanımefendinin o sıcacık sohbetleri ve ince zarif düşünceyle açık büfe bayram ikramlıkları çaylar eşliğinde sıcak sohbetler soğuk şerbetler arasında derin sohbetler doyumsuzdu...
 
Gidilecek ziyaret edilip gönüllerin tazeleneceği başka zillerin çalınacağı kapılar elbette vardı.
 
Lakin, 
 
Bu güzel atmosferden kopmak zaman aldı.
 
Bayramın olmazssa hiç anlamı olmayan çocuklarının neşeside görülmeye değerdi bu gün.
 
Onlara özel süslü zarflarda verilen özel paketlerde sarılı hediyelerden,
 
Çocuk olasım gelsede..
 
Bizimde çocukluğumuzda verilen hediyeler, birliktelikler, bayramlık ayakkabıların verdiği o sevinç, büyüklerimizin elini öpünce başımızın okşanması değilmiydi bizi hala biz yapan, bu günün mihenk taşları o gün atılan tohumların meyvesi...
 
Aslında, nerde o eski bayramlar diyerek geçmişe özlem duyduğumuz zaman dilimleri, kendi içimizde ve anımıza yansıtamadığımız duygular kümesi değil mi ?
 
İnsanın bulunduğu her halde değerleri yaşatabileceğine güzel bir örneklik teşkil ettikleri için, evinin kapılarını açtığı gibi kocaman yüreklerinide cümleye açtıkları için,
 
Sevgili Feyza ve Ahmet bey'in ailesine, özellikle bize Arp sanatı icra eden evin küçük hanımefendisine ve her bir gençle özel ilgilenen yakışıklı oğullarına herkes adına teşekkür etmeyi bir borç bildim.
 
Güzelliklerin yayılması adına şahitlik ettiğimiz kareleri, duygusal sahneleri anlatmakta bize yakışandı.



                             Eslemünnisa


730 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KARŞILIKSIZ İLİŞKİ BİÇİMİ - 21/11/2020
Kurtuluş,her ilişkide olduğu gibi yine iyi insan modelindedir
İnsanlar dünyayı olduğu gibi değil, kendi oldukları gibi görürler... - 14/07/2020
Toplumlarda İyi insan,kötü insan tasvirleri vardır. Bu tasvirler,İnsanların davranışlarına ve
ROLLERİN BÜYÜSÜNDE - 30/11/2019
Insan etraftan birinin rolünün sona erdiğini duyduğu zaman,şöyle bir irkilir.
TARAFGİRLİK VE NEGATİF BAKIŞ. - 11/06/2019
Şu sosyal medya, bizi ne geliştiriyor, nede gündemsiz bırakıyor
KİŞİLİĞİMİZ VE SOSYAL ETKİLEŞİMİ - 07/02/2019
Yaşamımızı birbiriyle içiçe geçmiş bir çok ilişkiler içerisinde geçiriyoruz.
GERİDE KALAN İZLERDEN. - 22/10/2018
Bir yere bağlanmadan, bir tarihte gelip, bir tarihte başkasına devredilen,zor görevler vardır...
BİR FARKINDALIK İÇİN - 13/09/2018
Kivi şileden, erik Polonya'dan,üzüm İspanyadan,salatalık Hollanda'dan, tomates Fas'tan, muz Martinik'den, incir Türkiye'den gelmişler.
Çağımızın bilgi çağı, insanların ise dijital bir boyut kazandığı günümüzde. - 21/06/2018
İnsanın kendisi olması kadar güzel ne olabilirdi ki?
COĞRAFYA KADER MİDİR ? - 10/06/2018
Yedi milyar insan, yedi milyar farklı yaşam,algı,düşünce,duygu..
 Devamı